15 Aralık 2009 Salı

Saldırgandan korkunç iddia



‘Bana para verdiler git sık dediler, sıktım’

Olayların provokasyon olduğuna ilişkin bir iddia da silah çeken T.G. ile başka bir sokak sakini tarafından ortaya atıldı. Olaylara tanık olan bir sokak sakini, “Çatışmalardan bir gün önce akşam saatlerinde buraya siyah renkli bir cip geldi. İçinden inen biri, DTP’li gruba silah çekenlere para ile silah verip gitti” dedi. Tüm mahallede konuşulan bu iddianın yankısı sürerken silah çektiği gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan şüphelilerden T.G.’nin gözaltına alınmadan kısa bir süre önce gazetecilere verdiği röportajda, “Bana verdikleri parayı sen de ver 500 TL. İstediğin adamı rehin alayım” dediği ortaya çıktı. Kendisini “sokakta gezen bir çöpçü” olarak tanıtan T.G., “Ben ekmeğime bakarım. Gerginlik varmış, yokmuş bana ne... Para verdiler, dediler git, sık... Ben de gidip kuru sıkı attım” dedi.

Kurusıkılar aynı marka

Bursa’dan bir ay önce mahalleye taşındığı belirlenen T.G., milliyetçi duyarlılıklarıyla bilinen vatandaşların takıldığı “Kemalpaşalılar Kahvesi”ne gidip gelen biri... Aşırı milliyetçi görüşlere sahip olan T.G., çevresinde demokratik açılım sürecine olan sıkı muhalefetiyle biliniyor. DTP’li gruba silahla karşılık veren 3 şüphelinin elindeki tabancanın aynı marka ve özellikte olması dikkat çekti.

Muş'ta esnaf göstericilere ateş açtı 2 ölü


Muş'ta çıkan olaylarda 2 kişi öldü, 8 kişi yaralandı...

Muş'un Bulanık ilçesinde bir esnaf, işyerini ve arabasını yakmak isteyen göstericilere ateş açtı... Bulanık Belediye Başkanı Ziya Akkaya, halkın panik içinde olduğunu ve işyerlerinin ateşe verildiğini açıkladı...

Muş'un Bulanık İlçesi'nde kapatılan DTP’nin ilçe binası önünde yapılacak basın açıklamasına katılanlar, işyerlerini ve polisi taş yağmuruna tuttu. Yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı gösteriler sırasında 2 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.

Bulanık’ın Aslanpaşa Caddesi'nde kapatılan DTP’nin ilçe binası önünde basın açıklaması nedeniyle bazı esnaflar işyerlerini açmadı.
Muş'ta korkulan oldu
Foto galeri için tıklayın


Bugün saat 11.00 sıralarında yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı toplantı başlamadan bazı gruplar, açık olan işyerlerine saldırdı. Çevrede önlem alan polis, göstericilere engel olmak için tazyikli su ve gözyaşartıcı bomba kullandı. Atılan taşlarla açık olan bankaların ve işyerlerinin camları kırıldı. Bu sırada esnafın açtığı ateş sonrası 2 kişi öldü.

Göstericilerden 150 kişilik grupla polis arasında çıkan çatışmada çok sayıda gösterici yaralandı.

Olaylar sırasında Ak Parti binası da taşlanırken, bir grup gösterici de bir dershaneye girerek, hasar verdi.

MANİFATURACI DÜKKANINA SALDIRAN GÖSTERİCİYİ ÖLDÜRDÜ

Saat 12.00 sıralarında Şehit Üsteğmen Suat İsakoğlu Caddesi'nde manifaturacılık yapan T.B., iddiaya göre işyerini ve otomobilini tahrip ettikten sonra yakmak isteyen göstericilerin üzerine tabancayla ateş açtı. Açılan ateş sonucu yaralanan 1 kişi kaldırıldığı hastanede öldü.

Olaylar sırasında yaralanan 6 kişiden 2'si Muş Devlet Hastanesi'ne ambulansla nakledildi. Bulanık Devlet Hatanesi'nde ise 4 yaralı tedavi altına alındı. Çatışmaların yer yer devam ettiği Bulanık ilçesine çevre il ve ilçelerden takviye kuvvet gönderildi.

DÜKKANLAR ATEŞE VERİLDİ

Bulanık Belediye Başkanı Ziya Akkaya, Bulanık’taki olayların hala sürdüğünü ve dükkanların ateşe verildiğini söyledi. Halkın panik içinde olduğunu, kimsenin dışarı çıkamadığını vurgulayan Akkaya, çıkan olaylarda ölülerin olduğunu belirterek ‘Güvenlik güçleri geri çekildi. Biz müdahale gücüne sahip değiliz’ dedi.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Türkiye kaygılı...


Bahçeli, 'Küçük bir kıvılcım büyük hadiseye yol açar’

MHP, “1000 yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat mitingi”nin ilkini Tandoğan’da yaptı. Birlik ve beraberlik mesajları veren Bahçeli, “Başkaları sokaktayken, biz iktidarda olacağız” dedi

MHP’nin Türkiye genelinde gerçekleştireceği mitinglerinin ilk durağı Tandoğan Meydanı oldu. “1000 yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat mitingi” nde konuşan, birlik, beraberlik mesajları veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mesajları şöyle:

EN KARANLIK DÖNEM:

Türkiye son yedi yıldır AKP iktidarı ile can çekişmektedir. 7 yılda aziz milletimizin sosyal dokusu ağır yara almıştır. Kamplaşma ve kutuplaşmalar derinleşmiştir. Çatışma dinamikleri her alana yayılmıştır. Devlet kurumları kuşatılmış, siyaset kurumu kirlenmiştir. Milletimiz daha yoksul, daha çaresiz, daha umutsuzdur. Ülkemiz, bunlardan çok daha ağır, beka düzeyinde tehditle karşı karşıyadır. Bu sorunun adı; bölücülük ve terördür. Vatan evlatlarının şehadetleri sürmektedir. Bu hafta hain bir saldırı, yedi kahramanı aramızdan aldı. Dosta güven verdiniz, düşmana korku saldınız. Siz ‘Şehitler ölmez’ diye bağırdıkça, birileri huzursuz oldu. ‘Vatan bölünmez’ diye haykırdıkça, birileri rahatsızlık duydu. Bu tavrınızla, Türkiyelilik zırvasına dur dediniz. Askeri yan gelip yatmakla itham eden zihniyete ‘dur’ dediniz. Şehide ‘kelle’, katile ‘sayın’ diyen çürümüş anlayışa ‘dur’ dediniz. Açılım denen yıkımın taşeronlarını rahatsız ettiniz.

AÇILIMDAN VAZGEÇ:

Öyle bir inançla haykıralım ki, Washington, Erbil, Erivan, Kandil, İmralı ve Söğütözü titresin. Erdoğan’a sesleniyorum: Başbakan’sın, yürütmenin başısın. Tüyü bitmemiş yetimin hakkından sorumlu sensin. Kefil olman gereken kanlı teröristler değildir. Başbakan’san gereğini yap ve açılım denen yıkımdan vazgeç. Kimlikleri kaşıdın ve yeterince kanattın. PKK’nın yapamadığını sen yaptın.

DEMOKRATİK BİR HAK:

Türkiye’nin ve Türk milletinin etrafındaki çember daralmıştır. Bu tablo karşısında, buhranın mimarı Başbakan Erdoğan’a göre terörü İmralı’dan yönetmek, Peşmerge ile kucaklaşmak, PKK’yı aklamak, bayrağı çiğnemek, polisi taşlamak, evleri, dükkanları yakmak ve Mehmetçiği şehit etmek “demokratik bir hak” tır. Al bayrağı yerden kaldıran coşkunun adı “tahrik”, “terörü bitir” demek, teröristin teslim alınmasını istemek, kanla beslenmek, şehit cenaze törenleri ve şehadete sahip çıkmak ise kışkırtmadır. Bunun bedelini Başbakan Erdoğan ve kadroları mutlaka ödeyecektir. MHP’nin nefesi iki eli bu şebekelerin yakasında olacaktır. Hesap sorma zamanı gelmektedir.

BU MİLLETİN ADI TÜRK MİLLETİDİR:

Bu milletin adı, parçalamaya çalışan Başbakana inat “Türk milleti” dir. Bu milletin adı, bölmeye uğraşan Avrupa’ya inat “Türk milleti” dir. Bu varlık, etnik kalıntı değildir. Kabile artığı, aşiret bozuntusu değildir. Hakkarili ne ise, Edirneli odur. Tuncelili ne ise, Denizlili odur. Diyarbakırlı ne ise, Ankaralı da odur. Hepsi bir milletin eseridir. Biz köklere, kökenlere bakmaz, inançlara, mezheplere ayırmayız. Bunun adı ve tanımı bölücülüktür. Bölücüyü dağda ve ovada aramaya gerek yoktur. Bölücü hükümettedir, iktidardadır.

HERKES TARAFINI SEÇSİN:

Gelişmeler, önümüzdeki dönemin taraflarını netleştirmiştir. Artık, herkesin tarafını belli etme zamanı gelmiştir. Bir yanda, AKP ve işbirlikçi çıkar çevrelerinin koalisyonu vardır. Diğer yanda, milletini karşılıksız seven Türkiye sevdalıları. Bir yanda, siyasi ikbal ve menfaat için tahrik edenler vardır. Diğer yanda Türkiye’ye talip olan Milliyetçi Hareket vardır. Artık karar anı gelmiştir. Herkes tavrını belirlemek zorundadır. Aksi halde yarın çok geç olacaktır.

TAHRİKLERE DİKKAT EDECEKSİNİZ

Türkiye gergin, kaygılı, öfkeli, huzursuz ve tedirgindir. Küçük bir kıvılcım, telafisi mümkün olmayan hadiselere neden olur. Bu nedenle önümüzdeki süreç dikkat, sağduyu ve akıl gerektirmektedir. Türk milleti müsterih olsun. Milliyetçi Hareket çatışma için değil, kardeşlik vardır. Ancak, milli varlık tehlikeye düşerse gereğini yapmaya da hazırdır. Unutmayalım ki bu mücadelede, içinde bulunduğumuz hassasiyet, tarihin milliyetçi harekete kazandırdığı tecrübe bize ihanetlere karşı dikkat, fitnelere karşı uyanıklık, tahriklere karşı sükûnet tavsiye etmektedir. Sokaklarda arayacağımız geleceğimiz yoktur. Biz, başkaları sokakta iken, iktidarda olacağız ve terörü devlet gücü ile yeneceğiz. Tahrik ve tertiplere dikkat edeceksiniz.

YIKILMADIM, AYAKTAYIM

MHP lideri Devlet Bahçeli, mitinge katılanlara şöyle seslendi: “Yüreğinizle, gönlünüzle geldiğiniz bu toplantı, tarihi bir kucaklaşmadır. Bu muhteşem manzara, Türk milletinin şahlanışının işaretidir. ’Yıkılmadım ayaktayım’ demek için toplandınız. Bu ayrılmak, bölünmek istemeyenlerin doğruluşudur. Engelleri aşıp Tandoğan’a toplandınız.“


MHP MİTİNGİNDEN NOTLAR

‘Kürt-Türk kardeş PKK kalleş’ sloganları atıldı

MHP yönetiminin bir haftadır süren “Meteorolojik” endişesi, kısmen de olsa gerçekleşti. Ama yağmur, muhalefet partisinin ilk mitingini zaman zaman zorlaştırsa da, Tandoğan Meydanı’na toplanan binlerce kişiyi yıldırmayı başaramadı. MHP’nin, açılıma karşı ilk mitinginden izlenimler şöyle:

YOĞUN GÜVENLİK: Mitinge ağırlı olarak Ankara’dan ve İç Anadolu bölgesinden katılım oldu. Partililer sabahın erken saatlerinden itibaren Tandoğan Meydanı’na akın etti. Meydan miting öncesi patlayıcı madde uzmanı köpekler tarafından da kontrol edildi. Mitingde 2 bin 500 polis görev aldı.

MEYDAN DOLDU: Yaklaşık 50 bin kişilik Tandoğan Meydanı’nın tamamı miting başlamadan önce doldu. Ellerinde Türk bayrakları ve parti bayrakları taşıyan partililer sık sık, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı attı. Çevredeki bazı binalara Türk bayrakları asıldığı görüldü.

SLOGANLAR: Mitingde grupların Türk bayrağı açarak en çok attıkları sloganlardan biri de, “Türk Kürt kardeştir, PKK kalleştir” sloganı oldu. İlgi çeken pankartlardan biri de, “Bütün Türkler bir ordu/Katılmayan kaçaktır/ Kürdü Türkten ayıran/şerefsiz ve alçaktır” oldu. Meydanda “Var ol” dövizleri taşıyan kalabalık sık sık “Ne mutlu Türküm diyene” diye sloganlar attı.

SAHNEDE SEMAH: Miting öncesinde “Nefes nefes Anadolu” grubu kalabalığı türküler ve folklor oyunlarıyla coşturdu. Aşık Sefai’nin yönetimindeki grup Türkiye’nin 7 bölgesinden türküler ve folklor oyunlarını sahneledi. Adıyaman ve Elazığ yöresine ait folklor oyunları büyük alkış alırken, sema ve semah gösterilerinin de miting programına dahil edilmesi dikkat çekti.

BAHÇELİ YÜRÜYEREK GELDİ: Bahçeli taşınmış olmasına karşın aynı semtteki eski evinden, miting alanına yürüyerek geldi.yaptılar. Bahçeli, promter kullandı. Bahçeli, konuşmasını sahneye yerleştirilen iki cihazdan okudu.

ALEVİ KADINLARDAN DESTEK: Alevilerden de “1000 yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat” mitingine destek geldi. MHP’li milletvekiller mitinge eşleriyle birlikte katıldı.

‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’

Atatürk’ün sesinden “Ne mutlu Türküm diyene” sözleri de meydanda büyük coşkuyla karşılandı.

YAĞMURUN BEREKETİYLE GİDİN

Yoğun yağmura rağmen mitinge gelen MHP’liler alandan ayrılmadılar. Bahçeli yağmura karşın alandan ayrılmayan partilelere teşekkür ederken, “Yağmurun bereketiyle gidin” dedi.


‘Gönlümüz Reşadiye Dağları’nda kaldı’ sözü ağlattı

Mitingde alanın ön sıraları gaziler ve engellilere ayrılırken, bazı şehit aileleri de döviz açarak mitinge destek verdi. Bahçeli’nin konuşması sırasında Habur olaylarına değinmesi meydanın “yuh” çekmesine neden olurken, konuşmada Erdoğan’ın isminin geçtiği bölümler de sık sık ’yuh’landı. Bahçeli’nin “Bu hafta hain bir saldırı, 7 kahramanı aramızdan aldı. Gencecik yedi fidanımızı Tokat’ta şehit verdik. Teröre kurbanı gencecik kızımızı hakka uğurladık. Gönlümüz Reşadiye’nin dağlarında kaldı. Gözyaşımız sel oldu, aktı” sözleri mitingdekilere gözyaşı döktürdü.

11 Aralık 2009 Cuma

Tek çare birlik olmak

Sürünürsün….

Biz söyledik yıllarca haykırdık;
Sizler dinlediniz.
Çobanın çaldığı kavalı
Sürünün dinlediği gibi.
Sürü otlarken,yanık yanık çalan
Kavalı dinlediği gibi.

Vakit daraldı artık
Bak almaz isen tedbir
Kurtaramaz sonra seni
Hiçbir tedbir…
Sonra ah! .. çekmek fayda etmez
Gardaşım.
Kopukluğun bedeli
Bu kadar hafif değil.
Sonra
Rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına
Sahip çık sahip
Türk İslam sancağına
Bu sancak,
Dalgalandıkça sen hürsün.
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

İşte günümüzde nicedir örnekleri
Avrupa kışkırtıyor kuduz köpekleri
Katlettiler zulm ettiler
Binlerce Türk Müslüman milleti,
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil;
Sonra rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına.
Sahip çık sahip
Türk İslam sancağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün,
Bu sancak düşerse
Rezil olur sürünürsün.

Biz anlatmaktan usandık
Siz dinlemekten.
Bu duyarsızlık,bu ilgisizlik
Bıkkınlık neden.
Kimisi diskoda, kimisi cazda sazda.
Çamur atıyorlar olanlara niyazda.
Böyle giderse kalırsın bak ayazda.
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil
Sonra rezil olursun rezil.
Tek çare birlik olmak sarılmak bayrağına
Sahip çıkmak her yerde
Türk İslam sancağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

Biz zaten hazırız,
Bu kutlu yolda ölmeye.
Biz ölmeden geçit yok,
Her türlü emperyalizme.
Ha! …
Dersenki sen yoksun,ne olacak halimiz.
İşte ozaman kalmayacak
Çaresizlikten mecaliniz.
Boyun eğip diz çökeceksiniz itlere
Anlayıp hatanızı
Katılmak isteyeceksiniz şehitlere.
Dilerizki milletimiz görmesin bu günleri.
Uyansın artık görsün
Geç kalmadan gerçekleri.

Tek çare bir olmak,bütün olmak
Sahip çıkmak bayrağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

Avrupalı ne diyor
Yoktur Müslümanın Türk’ün burada yeri.
Türk’ler Müslümanlar bir derya,bir insan seli.
Tek eksikleri birlik
Engelliyor zaferini.
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil,
Sonra rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına.
Sahip çık sahip Türk İslam sancağına
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün,
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün…

Erdinç Sert

Tek çare bir olmak

Sürünürsün….

Biz söyledik yıllarca haykırdık;
Sizler dinlediniz.
Çobanın çaldığı kavalı
Sürünün dinlediği gibi.
Sürü otlarken,yanık yanık çalan
Kavalı dinlediği gibi.

Vakit daraldı artık
Bak almaz isen tedbir
Kurtaramaz sonra seni
Hiçbir tedbir…
Sonra ah! .. çekmek fayda etmez
Gardaşım.
Kopukluğun bedeli
Bu kadar hafif değil.
Sonra
Rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına
Sahip çık sahip
Türk İslam sancağına
Bu sancak,
Dalgalandıkça sen hürsün.
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

İşte günümüzde nicedir örnekleri
Avrupa kışkırtıyor kuduz köpekleri
Katlettiler zulm ettiler
Binlerce Türk Müslüman milleti,
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil;
Sonra rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına.
Sahip çık sahip
Türk İslam sancağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün,
Bu sancak düşerse
Rezil olur sürünürsün.

Biz anlatmaktan usandık
Siz dinlemekten.
Bu duyarsızlık,bu ilgisizlik
Bıkkınlık neden.
Kimisi diskoda, kimisi cazda sazda.
Çamur atıyorlar olanlara niyazda.
Böyle giderse kalırsın bak ayazda.
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil
Sonra rezil olursun rezil.
Tek çare birlik olmak sarılmak bayrağına
Sahip çıkmak her yerde
Türk İslam sancağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

Biz zaten hazırız,
Bu kutlu yolda ölmeye.
Biz ölmeden geçit yok,
Her türlü emperyalizme.
Ha! …
Dersenki sen yoksun,ne olacak halimiz.
İşte ozaman kalmayacak
Çaresizlikten mecaliniz.
Boyun eğip diz çökeceksiniz itlere
Anlayıp hatanızı
Katılmak isteyeceksiniz şehitlere.
Dilerizki milletimiz görmesin bu günleri.
Uyansın artık görsün
Geç kalmadan gerçekleri.

Tek çare bir olmak,bütün olmak
Sahip çıkmak bayrağına.
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün.

Avrupalı ne diyor
Yoktur Müslümanın Türk’ün burada yeri.
Türk’ler Müslümanlar bir derya,bir insan seli.
Tek eksikleri birlik
Engelliyor zaferini.
Kopukluğun bedeli bu kadar hafif değil,
Sonra rezil olursun rezil.

Tek çare birlik olmak
Sarılmak bayrağına.
Sahip çık sahip Türk İslam sancağına
Bu sancak dalgalandıkça sen hürsün,
Bu sancak düşerse;
Rezil olur sürünürsün…

Erdinç Sert

Rüzgarı Şehidimdir

Ey it soyu! ...
Sen vatan nedir bilirmisin? .
İndirdiğin bayrağın,
Rüzgarı şehidimdir.
Bastığın her karış toprak,
Ebedi cehennemindir.

Attığınız kurşunlar,
Hız verir bu millete.
Bu bayrak düşermi sandın,
Dalgalanır hep ebediyete.

Kan kırmızı al bayrağım,
Türklüğüm,şehidim,şanım
Uyan ey milletim uyan
Geldi diriliş zamanın.

Erdinç Sert

Her Düşün Ardından...

Kimbilir,
Pembe düşlerimin
Ak güvercinleri,
Gün olur gelir…
Beklide…
Düş bildiklerim,
Özlediklerim,
Beklediklerim,
Öldü dediklerim,
Hepsi birden dirilir.
Her düşün ardından,
Bir boşluğa düşer yüreğim.
Bazen,
Bir kartal kadar cesur,
Bazen,
Bir seçe kadar ürkeğim.
Ben kimim? ...
Ben demokrasiyim,
Ben cumhuriyetim.
Ben özgür,
Ben büyük,
Ben bölünemez
Türk milletiyim….

Erdinç Sert

Hani Vatan

Hani Vatan

Asırlardır gölgesinde yaşadığım bayrağım
Onca şehitlerimin emenetidin sen bana.
Asırlardır Türk’ün dediğim toprağım
Hani vatan....

Türk’tük Müslüman’dık şimdi bize ne oldu
Ne Türk kaldı ne İslam,Anadolu’da kayboldu
Bayrağım düştü, piç vezir; bu millet rezil oldu
Hani vatan…

Peygamberler ocağımda kurdular cadı kazanı
Meğer neymiş bu ocak,haini düzen bozanı,
Hain bellediler bayrağıma kanıyla önce vatan yazanı
Hani vatan…

Şehit oldular nice evlatlarımız dağlarda it peşinde,
Ne buldunuz İmralı köpeğinin geçmişinde.
Ulusa sesleniş yapacakmış ağustosun onbeşinde
Hani vatan…

Tc. Kürt devleti diyorlar,TÜRKİYE CUMHURİYETİNE
Ulan bir senmi varsın,ne olmuş diğer Tc.Zürriyetine
Lazına, Gürcüsüne,SENİN DEYİMİNLE MOZAĞİYİNE
Hani vatan…



Askere övgüyü neden suç bildiniz
Hain dediniz darbeci dediniz bir kalemde sildiniz
Vatan için ölene yan gelip yattı dediniz
Hani vatan….

Vura vura meclisime girdiler
Demokrasi adınamı şehitlerime sövdüler
Her şehit verişimde davul zurna çaldılar
Hani vatan…

Şimdi açılım diyorsun,dağdakine iş
Bu milletin aç iken, üstelik af; bu nasıl iş.
Hain olmak lazımmış demekki,boşuna serzeniş.
Hani vatan

Erdinç Sert

nE mUTLU tÜRK'ÜM dİYENE

nE mUTLU tÜRK'ÜM dİYENE

Ey Mehmet’im…
Ey şehidim…
Ey sırtından vurulan yiğit.
Namert kurşunlarının bile,
Yakmadığı canına;
Bu zulmü,acıyı veren kim? ...

Önce vatan deyip,
Düştüğün toprağına,
Yatma kalk,
Haram diyen kim? …

Göz kırpmadan,
Gittiğin ölümü,
Bir hiç bilip kanan kim? ...
Vatanı kutsal bilen,
Bayrak bayrak göğe eren,
Ölüme hak yol diyen,
Toprağına yüz süren kim? ...
Ey şehit’im…
Sana kurşun sıkan eller,
Ağalar,paşalar,beyler,
Bozulacakmış artık ezber,
Bu vatanın sahibi kim? ...

Bak adını unuttular,
Şehit’im kelle oldu,
Şehit’ime kelle diyen,
Hainlere kucak açan,
Dağdan inen çapulcuyla,
Halaylarda duran kim? ...

Sözde barış elçileri,
Vurup vurup indiler,
Şehitlerimin üzerlerine,
Basa basa girdiler.

Kahrolası bu oyuna,
Düşen gafil,erkan kim? ...
Vatan millet adına,
Vatanını satan kim? ...

Kelle ile ölçmeye Kalktınız,
Bu vatanın değerini,
Şunu asla unutmayın.
Bozamıyacaksınız,
Yüce
Türk Milletinin ezberini.

‘’NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE’’

Erdinç Sert

Şehitler ordusu...


Nice pusular gördük,
Nice Kahpe oyunlar.
Her defasında bilendik.
Biz Nice çileler çektik,
Nice şehitler verdik,
İçimize hapsettik acılarımızı.
Kahpe kurşunlarına
Hedef olduk pusularda.
Hainler meclisimde;
Haince gülümsemelerle
Yalanladılar
Hep kahpe tuzaklarını.
Hain olamaz milletimin
Vekilleri.
Bu şerefsizler
Temsil edemezler benim
Milletimi.
Kurulsun dar ağaçları
Koparılsın kelleler.
Daha ne bekliyorsunuz,
Şehitler ordusu hazır,
Başbuğundan emir bekler.

Erdinç Sert

Her şeyin bir sonu var


Hain eylemlerinle sanma ki sakın
Kahpelik senin, aklını başına takın.
Görelim sonunuz ne olacak bakalın
Dökülen bu kanlar yanınıza kalmaz.

Türk’ün vatanında ermeni çeteleri
Vuruyorlar sözde kürt kardeşlerini
Sırtlanlar yesin kokuşmuş leşlerini
Masumların beduası yanınıza kalmaz.

Türk’e rağmen kürd’e devlet adına
Pusularla eriyorlar sanki muradlarına
Nasılda kıyıyorlar bu vatan evlatlatına,
Attığınız kurşunlar yanınıza kalmaz.

Hayal peşinde kahpe,tuzaklara mahkum
Sizlerle hesaplaşmaktır en büyük ahdım
Yansada yıkılsada bu yolda tahtım
O paçavralar vatanımda bayrak olmaz.

Sabrımızı deneyip güç sende sanma,
Suskunluğumuz,değil korkumuz aldanma.
Sindiremezsiniz bu milleti yakıp yıkmakla
Her şeyin bir sonu var yanınıza kalmaz.

Erdinç Sert

Bayrak Hürriyet Güneş'imdir.


Bayrak,istiklal ateşiyle yanışımdır
Bayrak,Türk’lük için yarışımdır
Bayrak; hürriyetim.bayrak destanım
Bayrak,kardeşlikte yarışımdır.

Bayrak en kutsal emanetim
Bayrak,ölümüne sevdiğim
Bayrak,düşünmeden öldüğüm
Namusum, şerefimdir.

Bayrak,al renkli kan kırmızı
Bayrak şehitler kanından kıpkırmızı
Bayrak,okyanuslarda çırpınışım
Bayrak,dünyaya haykırışımdır.

Bayrak,yoluna baş koyduğum
Bayrak,Allah’ına kurban olduğum
Bayrak, sonsuza dek tek tuğ’um
Bayrak hürriyet güneşimdir.

Bayrak,uğruna can verdiğim
Bayrak,nice şehitlerini gördüğüm
Bayrak,nice hainlerini gömdüğüm
Bayrak,varlığımdır canımdır.

Türkiye’m Anadolu toprağı
Silkeleme düşmez tek bir yaprağı
Gücü yetmez kimsenin,indirmeye
bu bayrağı.
Bayrak,şerefimdir şanımdır

Erdinç Sert

Katil PKK!

Yazara ulaşmak için : gmengi@gazetevatan.com
Katil PKK!

Alçak saldırının bulanık suyunda ava çıkanların üstüne dün bomba gibi bir haber düştü.

“Öcalan’ın Sesi” olarak nam salan haber ajansı Tokat’taki saldırıyı PKK’nın üstlendiğini açıkladı.

Ne olacak şimdi?

Bölücü cinayet örgütü bu gerçeği günlerce gizledi. Çünkü...

Toplumdaki güven duygusunu yerle bir etmek için gece gündüz fitne üretenler var.

Ortalığın bulanık kalması, beşinci kol faaliyeti yapan bu gaflet ve menfaat erbabının işlerini kolaylaştıracaktı.

Ama bir arıza oldu, karartmanın uzamaması hem bu psikolojik zehirleme tertibinin etkisini azalttı hem de tuzağa alet olanların iyot gibi açığa çıkmasına sebep oldu.

İnternete halktan yansıyan tepkiler saldırının yerini ve zamanlamasını “ilginç” bularak provokasyon yorumu yapan ve buradan da Ergenekon bağlantısı imaları ortaya atan iktidar assolistlerine ağır eleştiriler yöneltiyordu.

AKP’li Hüseyin Çelik’in şu sözleri unutulmadı: “Bekçi akıllıysa mahallede hırsızların kol gezdiğini yayması, hatta arada bir-iki kapıyı kendisinin yoklaması lâzım. İşte Ergenekon budur!..”

Hüseyin Çelik iki gün önce de Tokat’ın bir zamanlar Ergenekon’un üssü olduğunu öne sürüp 1993 yılında Bingöl’de 33 erin şehit edildiği vahşetle benzerlik kurmuştur.

Tokat’la ilgili bir bildiği mi var?

Haydi ondan vazgeçtik, Bingöl olayında Ergenekon savcılarının ulaşamadığı delilleri o mu ele geçirdi?

Devlet adamı bir yana standart siyasetçi bile böyle şeyler söylemez.

Halkın kafasını karıştıran sürece iktidarın hemen tüm sözcüleri katılmıştır.

Cumhurbaşkanı Gül dün dikkate değer bir çağrı yaptı.

“Gün birlik ve dayanışma günüdür. Teröre karşı hep beraber mücadele etme günüdür. Onun için herkesin buna dikkat etmesi gerekiyor” dedi.

Gül’ün tarifindeki “herkes”in içine Başbakan dahil AKP kurmayları da mutlaka giriyor olmalıdır.

Hatta listenin en başına!

*****


Eksen kayması yoktu hani!

Başbakan’ın İsrail’e yönelttiği tehdit sözleri sağlık işareti değil.

Davos’taki “one minute” çıkışına rahmet okutacak bir hamle söz konusu.

Mısırlı bir gazeteciye mülakat verirken, İran’a keşif operasyonları yapan İsrail uçaklarının Türk hava sahasını ihlâl ettiği haberinin ne derece gerçek olduğu sorusuna muhatap oluyor Başbakan Erdoğan.

Bu soruyu “hiç böyle bir şey olmadı” diyerek yalanlıyor.

Ama orada durmuyor, adeta soruyu fırsat sayarak devam ediyor:

“Böyle bir şey olması halinde çok ciddi sonuçları olur. İsrail bizden depreme benzer bir yanıt alır!”

Türk dış politikasının geleneğinde varsayım üstüne kurulu tehdit yoktur. Bu siyaset, Arap ülkelerine özgü bir tarzdır.

Olaylar, geleneğimizi çiğneyecek ve halkın dikkatini dışarı çevirmeye Başbakan’ı mecbur edecek kadar kötüye mi gitti?

26 Kasım 2009 Perşembe

Sökmez sizin tehditleriniz.


İlk kurşunun atıldığı yerde
Meydanı boşmu buldunuz lan
Düşmanların döküldüğü yerde
Vatanıma gözmü koydunuz lan

Eğer böyle devam ederse,
Diyip tehdit ediyosun…
Soyadı Türk’müş ,soysuz seni.
Sen Türk kimdir biliyormusun.

Bu vatanın her yeri,
Türk’ündür Türk’ün evi.
Tehditle kaçarmı sandınız lan,
Bu vatan için can verenleri.

Boş mu sandınız meydanları,
Ecelinizemi susadınız lan.
İlk kurşun izmirde atıldı,
Denize döküldü kahpe yunan.

Kahpenin bittiği yerde,
Mantar gibi bittiniz…ama,
Sökmez asla Türk milletine
Sökmez sizin tehditleriniz.

erdin@ sert

20 Kasım 2009 Cuma

DOMUZ GRİBİ VE İŞTE O AŞI.....

BILINMEYEN GERCEKLER............




DOMUZ GRİBİ AŞISI GERÇEĞİ

Şimdiye kadar üç firma üretim yapmış:

GlaxoSmithKilne firmasının Pandemrix, adlı aşısı.

Baxter International’ ın H1N1aşısı.

Her ikisininde henüz lisansı yok. Avrupa ilaçlar kuruluşu tarafından onaylanmamış.

Novartis tarafından üretilen Influenza A (H1N1) 2009 Monovalent.

Amerikan’nın bazı eyaletlerinde zorunlu aşılamaya karşı tepkiler artıyor. Aşılardan ölümler meydana gelmekte. İngiltere ülkesinde kesinlikle böyle bir uygulama yapmayacağını söylüyor. Diğer ülkelerdede durum farklı değil.

Bu aşılar yapıldıgı takdirde:

-Guillain-Barre sendromu

-Vaskülit

-Felç

-Anafilaktik şok

-ve ölüme neden olabileceği duyuruluyor.


Ayrıca Novartis firmasının geliştirdiği ilacın yan etkilerini Novartisin kendi laboratuvar sonuçlarından okuyabilirsiniz.

ŞİMDİ OLAYI İSTERSENİZ TÜRKÇE KONUŞALIM

1-DOMUZ GRİBİ AŞISINDA DOMUZ KANI VAR..
2-BU AŞININ İÇİNDE KISIRLIK YARATAN YAN ETKİ VAR.
3-BU AŞININ İÇİNDE İNSANIN GENETİK YAPISINI BOZAN MADDELER VAR.
4-BU AŞININ İÇİNDE DÜNYADA BİR NUMARALI KANSOROJEN MADDE ÖZELLİĞİ TAŞIYAN FORMALDEHİT BULUNUYOR.YANİ AMERİKA YASAKLI OLAN AVRUPADA YASAKLI OLAN BİR MADDE..(AMERİKADA BU AŞIYI VURULAN VATANDAŞ DEVLETE DAVA AÇMIŞ)

ŞİMDİ İŞİN SOSYOLOJİK BOYUTU

1-ALMANYADA HÜKÜMET YETKİLİLERİ BÜROKRASİ KESİMİ CİVASIZ AŞIYI KULLANIRKEN, HALKA CİVALI AŞI KULLANACAKLAR BU HABER ALMANYADA DUYULUNCA HALK AYAKLANDI- ÜLKEMİZE GELEN İLK PARTİ AŞI (500 000 AŞI) CİVALI HABERİNİZ VARMI.

2-KUŞ GRİBİ HASTALIĞININ İLACI OLAN TAMİFULU İLACININ FİRMA SAHİBİ Donald Rumsfeld (amerikanın 3. etkili adamı) idi VE 2 MİLYAR DOLAR KAZANDI. ŞİMDİ BU HASTALIĞIN İLACI OLAN FİRMALARIN HEPSİNİN YAHUDİ FİRMASI OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ..

3-TÜRKİYE DE CİDDİ OLMAMASINA RAĞMEN SÖZDE BİR KAÇ İLDE ESKİLERİN AJAN LAWRENCE LERİ GİBİ ÜLKEMİZE SOKULAN SÖZDE SANAL HASTALIK İLE HALKI KANDIRAN BU ÜLKE YÖNETİCİLERİ, HABERLERDE YAPILAN DOMUZ GRİBİ HABERLERİ İLE HALKI PSİKOLOJİK OLARAK BASKI ALTINA ALIP KENDİLERİNCE ALINACAK 43 MİLYON AŞININYANİ 1 MİLYAR DOLARLIK AŞININ BAHANESİNİ OLUŞTURDUKLARINI BİLİYORMUSUNUZ.

4-HİÇBİR ÜLKEDE, HATTA ÖLÜMLERİN YAŞANDIĞI ÜLKELERDE BİLE ÜLKE HALİNDE BU KADAR AŞI TALEBİ OLMAZKEN NEDEN TÜRKİYE KOBAY ÜLKE OLARAK DENENİYOR..

5-DOMUZ GRİBİ HASTALIĞININ KENDİ KENDİNE OLUŞABİLECEK BİR EVRESİ OLMAYAN HASTALIK OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ. YANİ ÖZEL LABARATUARDA ÖZEL HAZIRLANMASI GEREKEN BİR HASTALIK OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ.

ŞİMDİ ASIL DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN ŞEY

1-İSRAİLİN TEVRATTA ARMEGEDDON SAVAŞI YAPACAK VE SADECE 144.000 KİŞİ KALACAK DİYOR. BU SAVAŞ İLLA SİLAHLA OLACAK BİR SAVAŞ OLMADIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE. BU BU SALGIN HASTALIKLARIN HEPSİ LABARATUAR DA HAZIRLANAN HASTALIK OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE VE İLAÇ FİRMALARININ HEPSİNİN YAHUDİ KURULUŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, SİZCE SONUÇ NE ÇIKIYOR...

2-HACCA GİDECEKLERE BU AŞI VURULACAK MIŞ... ŞİMDİ HACI ADAYLARINA DİYANETE SORUYORUZ. HARAMLA TEDAVİ OLUNMAZ HADİSİ ŞERİFİ VARKEN, VE DOMUZ GRİBİ AŞISININ İÇİNDE DOMUZ KANI VARKEN, BU AŞIYI ALAN HACI ADAYLARININ HACCININ KABULÜNÜ VE SAĞLIĞINI NASIL HİÇE ATILABİLİR.







Yakın bir zamana kadar, DNA, içine girilmez bir alandı. Ama bugün çok net biliyoruz ki, genetik sarmallar rahat açılabiliyor ve istenildiği gibi kromozom dizilişine eklemeler, çıkarmalar yapılabiliyor


Genetik yapısıyla oynanmış gıdalar, doğrudan genetik yapıyla ilintilenen aşılar, tıpkı bilgisayarımıza şu veya bu şekilde giren virüs programları gibi, kendini sistemle entegre eden programlarla pekala insan genini değiştirebiliyor, yapısını bozabiliyor ve hatta yavaş yavaş ölümüne yol açabiliyor


Dolayısıyla, bugün pratikte yapılmasa da, kanatlı atların, insan formunda hayvanların, domuzlaştırılmış varlıkların, yarı maymun yarı insan yaratıkların ortaya çıkması an meselesidir Çünkü bunun mümkün olabileceği artık biliniyor. Yapılmıyorsa sebebi; İsrail’deki din adamlarının gücü, Hıristiyan ruhanilerinin ahlaki istinat duvarlarıdır



Yakında, insan beden malzemelerinin üretildiği laboratuarlardan söz edilirse şaşmayın. Bunların dini ve hukuki boyutları yıllardır tartışılıyor. Hızla o yöne doğru gidiyoruz Bunun için şeytan da elinden gelini yapıyor. Dünyadaki sürgün hayatı bir an önce bitsin diye, saklı ve gizli telkinlerle insanlığı yıkıma sürüklüyor. Siyasi tabirle insanları kışkırtarak, “tanrıyı kıyamete zorluyor”



İşte domuzlaştırma operasyonu da bu çalışmalardaki son merhaledir Bu kadar açıklamanın hülasasına gelince

Biliyorsunuz son olarak Domuz Gribi diye bir hastalık gündemde. Ve tabii aşısı da Dünyada haysiyet sahibi bilim adamlarından aşıya ciddi tepkiler var. ‘Bu aşı, bir hastalığı yok etmek için üretilmedi, aksine insanlığa yeni bir hastalık taşımak için üretildi.’ diyorlar.


Hayır, sizi temin ederim bu aşı sadece hastalık getirmiyor, transgenetik ‘terminatör genler’ de içeriyor. İnsan tabiatını yavaş yavaş meshedecek ve onu başka bir varlığa dönüştürecek genler

Beni şaşırtan ve kahreden ise, Türkiye’nin, Sağlık bakanımızın eliyle bu belaya sürüklenmesidir. Bu belayı insanlığın başına biz sarmışız gibi, aşı uygulamasında pilot bölge yapıldık. Efendim bilmem kaç milyon insan risk altındaymış da aşı yapılmazsa bilmem kaç bin insan ölecekmiş de İnsaf be, insaf. Allahtan korkun. Bu işlere hangi mantık ve vicdan ile bakıyorsunuz?



Yani bakanın dürüstlüğüne inanmasam diyeceğim ki, birilerinin zenginleştirilmesi için Türk milleti kobay yapılıyor İktidarın en başarılı bakanı olduğuna inandığım Recep Akdağ nasıl bu yalana inandırıldı anlayamıyorum. Pekala harhangi bir grip gibi savuşturulacak bir hastalığı bu kadar büyük bir panikle lanse etmesi hakikaten akıllarda soru yaratıyor


Bu nasıl bir panik böyle? Yoksa birileri bu ülkeye girip virüsü serpti de bizim haberimiz mi yok.


Ben açık söylüyorum, bu kadar açık ikaz ve uyarılara rağmen aşı dayatılacak olursa bu millete ihanet edilmiş olur! Florası, genetiği temiz, hala insan varlıkların yaşadığı Anadolu’ya işgalden beter bir darbe indirir. Düşünün bu toprakları, tohumları, damızlıkları. Tahıl öldü, çeltik öldü, meyve öldü hayvan öldü. Arı öldü bal öldü. Karpuz öldü kavun öldü buğday öldü


Bir zamanlar da nüfus planlaması adı altında bu milleti kısırlaştıracak aşılar yaptılar. Ve bugün biliyoruz ki, Türkiye’de kısırlık son on yılda yüzde 27 oranında artmış durumda...



Ben bu konuda yazacak belki de son insanım. Lütfen hamiyet sahipleri ortaya çıksınlar ve şu meseleyi millete izah etsinler. Özellikle aşılarla, genlerin nasıl tahrip edilebileceği konusunda insanları aydınlatsınlar. Çoğu Siyonist baronlara ait olan ilaç fabrikalarını zengin edeceğiz diye, milletin kanıyla geniyle oynatmayalım!
.

SEN - SEVDİKLERİN - ÜLKEN - İNSANLIK YOK EDİLİYOR UYANIN ARTIK.. BU İSRAİLİN EN BÜYÜK HEDEFİ..BOZULMUŞ TEVRATTA ÖLE YAZIYOR ÇÜNKÜ...

BU ADAMLARIN İNANCI, BU DA İSRAİLİN EN BÜYÜK İMANI,UYANIN ARTIK..

14 Kasım 2009 Cumartesi

Şener'den açılım yorumu


"Başbakan bürokratlar aracılığıyla açılım meselesini dış güçlerle gizli gizli görüşüyor. Yani açılım dışarıdan pişirilip geldi."

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, “Demokratik Açılım”ı gazetelerden öğrendiklerini belirterek, “Artık yabancı gazetelerden öğreniyoruz ne olup bittiğini. Başbakan bürokratlar aracılığıyla açılım meselesini dış güçlerle gizli gizli görüşüyor. Yani açılım dışarıdan pişirilip geldi” dedi.

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, partisinin Mersin İl Binası'nın açılışına katıldı. Burada partililere seslenen Şener, konuşmasına Abdürrahim Karakoç’un “Bu Çağrı Sanadır” şiirinin, “Bir avuç toprak gönder bana Edirne koksun, Ağrı koksun, Mersin koksun. Her zerresi burcu burcu Türkiye koksun” dörtlüğünü okuyarak başladı. Şener, konuşmasında partisi’nin İktidar hedefiyle açıldığını vurgulayarak, “Türkiye Partisi bugünkü kavga ortamını, kin ve nefret ortamını tasfiye etmek için geldi” ifadesinde bulundu.

-"TÜRKİYE PARTİSİ İKTİDARI DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAK"-

Şener, “Milletvekilliği dokunulmazlığını bıraktım, attım. Aranıza geldim” diyerek, “Vekillerin dokunulmazlıkları var asillerin yok. Böyle bir memleket gördünüz mü? Türkiye Partisi iktidara geldiğinde dokunulmazlıkları kaldıracak. Devlet vatandaşa dokunuyorsa vekillere de dokunacak. Dosyalara bakıyorsunuz mecliste 550 milletvekili var, 500 dosya var. Mahkeme gönderiyor. Bu kadar vekilin dosyası var, yargılanması lazım. Mahkemeler meclise göndermiş. Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar yüksek sayıda dokunulmazlık dosyası olmadı. Şu vekilin şu suçu var, falan bakan şu suçu işledi. Başbakanın birkaç dosyası var yargılanması lazım. Bu dosyaların içerisinde zimmet var, ihaleye fesat karıştırma var ama dosyalar meclis raflarında tozlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, döneminde sadece AKP hükümeti döneminde tek bir dokunulmazlık dosyası açılmamıştır. Mahkemeler hesap soramaz, meclis dosya açamaz. Böyle bir ülke olur mu? Demek ki fazla güç verdiğinizde afra tafra artıyor” ifadelerinde bulundu.

-"BAŞBAKAN PARTİNİ DE AL GİT"-

Başbakan Erdoğan’ın köylü bir vatandaşa ‘ananı al da git‘ dediğini hatırlatan Şener, “Başbakan, işçiyi azarlıyor işçinin oyunu alıyor. Çiftçiyi azarlıyor, çiftçinin oyunu alıyor. Sanayiciyi hırpalıyor sanayicini oyunu alıyor. Köylüyü azarlıyor köylünün oyunu alıyor. Emekliyi azarlıyor emeklinin oyunu alıyor. Basını azarlıyor gece gündüz televizyonlar gazeteler yanlışlarını doğru diye yayınlıyor. Tek bir gazeteci basın özgürdür diyemez. Varsa desin. Başbakan köylü vatandaşlarımıza ‘ananı al da git‘ dedi. Bizimde Türkiye Partisi olarak Başbakan’a söyleyecek sözümüz var. Başbakan partini al da git. Türkiye Partisi geliyor" diye konuştu.

-“TÜRKİYE PARTİSİ'Nİ İKTİDARA TAŞIYACAĞIZ”-

Türkiye Partisi’nin 15 bini aşkın kişiyle miting yaptığını ama baskı altında olan medyanın görmezden geldiğini iddia eden Şener, “Sivas’ta Türkiye tarihinin en uzun konvoyunu oluşturduk, Antalya’da çok önemli açıklamalar yaptık. Basın sustu. Yayınlamadı. Hükümetten talimat geliyor. Türkiye Partisi’ni yok farz edeceksiniz. Yoksa oluk oluk bu partiye doğru gider. İktidarı değiştirirler. Gazeteler televizyonlar hepsi susma yarışına girdiler. Hepsi susuyor. Hepsi sussun, dükkan dükkan dolaşacağız. Memleketi bir baştanbaşa dolaşacağız. Türkiye Partisini iktidara taşıyacağız. Arkamızda holdingler yok arkamızda medya patronları yok. Bizim arkamızda okyanus ötesi dış güçler yok. Bizim arkamızda siz varsınız siz” ifadesinde bulundu.

-“BAŞBAKAN AÇILIMI DIŞ GÜÇLERLE GÖRÜŞÜYOR”-

“Demokratik Açılım”a da değinen Şener, açılımı yabancı gazetelerden öğrendiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Artık yabancı gazetelerden öğreniyoruz ne olup bittiğini. Başbakan bürokratlar aracılığıyla açılım meselesini dış güçlerle gizli gizli görüşüyor. Yani açılım dışarıdan pişirilip geldi. Başbakan ve diğer muhalefet partilerinin sözcüleri ağza alınamayacak sözleri söyledi. Bu ülkenin birliğini isteyenlerin sorumlu davranması lazım. Demokraside anlamak için demokrasiyi içselleştirmek lazım. Senin için demokrasi ya bir tren istasyonu ya bir tren vagonudur. İnsanların düşünemez konuşamaz hale getirip 72 milyonu dinleyeceksin demokrasi var diyeceksin.”

-“NUMARAM AYNI DİNLEYEN ARKADAŞLAR VAR”

Parti Binası’nı açtıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şener, bir gazetecinin “Siz de dinleniyor musunuz?” sorusuna, “Bakan olduğum dönemde kullandığım telefon numarasını sivil hayatımda da kullanıyorum. Bakanken dinlendiğim söylenmişti. Numaram aynı, dinleyen arkadaşlarda var” diye yanıtladı. Herkesin kendisini baskı altında hissettiği bir ortamın olduğunu, herkesin dinlendiğine inandığı bir dönemin yaşandığını da belirten Şener, şunları kaydetti:

“Türkiye de Ergenekon gibi Denizfeneri gibi davalar sürüyor. Bunlara ilişkin gazeteciler, akademisyenler siyasiler televizyonlarda gazetelerde ‘yargıya güveniyoruz ‘diyorlar. Bu ülkede siyasilere gazetecilere güven yok. Ben de yargıya güvenmiyorum niye güveneyim. Bir vatandaş olarak bunu söylüyorum, güvenmiyorum. Bir anket yapılsın bunun için bakalım yargıya ne kadar güveniliyor. Herkesin kendisini baskı altında hissettiği bir ortam var. Herkesin dinlendiğine inandığı bir dönem yaşıyoruz. Bunlara sesini çıkarmayan yargı mensupları kendilerinin dinlendiği ortaya çıkmasıyla tepki göstermeye başlaması da ibret vericidir. İlginçtir. Şimdiye kadar neredeydiniz. Vatandaş olarak sormaya hakkım var. Başbakan Telekominikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)’nı 3 yıl önce kurdu. Dinleyen kurumları dinleyecek nitelikte özel bir kurummuş gibi kurdu. TİB’in başkanını Başbakan’ın atamasını Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bakanlar kurulunun ataması Başbakan’ın atamadığı anlamına gelmez. Başbakan TİB’e alacağı personeli Ulaştırma Bakanı ile teke tek seçerek almıştır.”

Bahçeli ‘Hesap sorulur’ dedi


‘Bu Meclis’te bölünmeyi mi tartışacağız...’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sözde demokratikleşme projesi olarak nitelendirdiği demokratik açılım konusunda hükümete hodri meydan çekti. Konuşmasına şehit ve gazilere şükranlarını sunarak başlayan Bahçeli özetle şunları söyledi:

* BÖLÜNME MODELİ: Hükümet eliyle Türkiye için bölünme modelleri arayışına girilmesine, siyasi tarihimizde ilk defa şahit olunmaktadır. Bugün burada neyi tartışacağız? Nasıl bölüneceğimizi mi? Aylardan beri görüşmek, buluşmak, konuşmak, temas kurmak istiyordunuz. İşte buradayız. Bunların hangisine onay verip, hangisini savunacağız? Allah esirgesin, bunlara izin verirsek, muhterem ecdadımıza, ne diyeceğiz? Türk milleti bunu asla kabul etmez. Yıkımın muhataplarına da hak ettiği dersi verir, hesabını da sorar.

* SİYASİ YOL: PKK açılımıyla yapılmak istenen, terörün silahla yapamadığının siyasi yollarla hayata geçirilmesidir. Meclis maalesef bugün PKK’ya teslimiyetin belgesi olan bu yıkım projesini görüşmektedir. Bölücü emellerin toplumsal siyasi kimlik talebi olarak kabul edilmesi, siyasi statü taleplerine zemin hazırlayacaktır.

* ADIMIZ TÜRK: Burasının adı Türkiye, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya, bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır, ya da Türk milleti Anadolu’dan atılıp tarihten silinecektir. Bunun adı tarihi Şark Meselesidir. Ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız; diğer yanda haçlı zihniyeti.

* AMBALAJ: Teröristbaşı bile ayrı bir devlet kurma fikrini “demokratik Cumhuriyet” denilen bir istismarın içine sıkıştırmak durumunda kalmıştır. “Kürt sorunu diyerek başlatılan sözde açılım süreci de kısa zamanda demokrasi ambalajının arkasına saklanmıştır.

* ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: Bütün teröristler silahları ile birlikte teslim olmalıdır. Tamamı Türk adaletine hesap vermeli ve verilen hükme rıza göstermelidir. Hükümetin ilk görevi tamamını teslim alıp, adaletin önüne çıkartmaktadır. İkinci yapacağınız iş ise, yokluk, işsizlik, yoksulluk çemberini kırarak bu mevkilere kadar ulaşmak için yola çıkmış diğer evlatlarımızın önünü açacak tedbirleri geliştirmektir. Birilerinin ayrıştırmaya yönelik talepleri demokrasi içinde görülecekse, bilinmelidir ki bizim misli ile göstereceğimiz tepkiler de aynı demokratik çerçevede olacaktır.

* DEMOKRASİ PUTU: Bu itibarla, hiçbirimizin soyut bir demokrasi putu peşinde ve sanal açılım paketleri ile milletimizin ufalanmasına göz yummamız ve millet birliğinden vazgeçmemiz asla mümkün olmayacaktır.

* KONU KAPANDI: Türkiye’yi yıkıma götüren küresel aktörlerin, siyaset tüccarlarının, menfaat çetelerinin ve bölücü ihanet odaklarının oyununu bozmak milli görevimiz ve namus borcumuz olacaktır. Girdiğiniz yoldan dönmemekte ısrarlı iseniz, sandalye sayınız yeterlidir. Açılım ortağınızla birlikte (DTP’yi kastediyor) elele veriniz ve hodri meydan, bölünme yasalarını çıkartabiliyorsanız çıkartınız.MHP için bu konu, bir daha açılmamak üzere kapanmıştır.

13 Kasım 2009 Cuma

'Başbakan, çok utanç duyulacak bir konuşma yaptı'




MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM Genel Kurulundaki konuşmasını, "Çok utanç duyulacak bir konuşma yaptı. Başbakan, gittikçe kendisini dağıtıyor" diye
değerlendirdi.

Bahçeli, kuliste gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Erdoğan'ın, "çok utanç duyulacak bir konuşma yaptığını" savundu.

Devlet Bahçeli, "Kendilerinden beklenmeyen bir üslup. Başbakan, gittikçe kendisini dağıtıyor. Toparlanmasını tavsiye ediyorum" dedi. Bunun, çok yanlış
bir konuşma olduğunu dile getiren Bahçeli, AK Parti'lilerin de bu konuşmayı tasvip etmediğini düşündüğünü söyledi.

Bahçeli, Erdoğan kürsüdeyken, kendisinin yerinden konuştuğunun anımsatılarak, ne söylediğinin sorulmasına, "Sadece 'ayıp oluyor' diye el
işareti yaptım" yanıtını verdi.

Genel Kurul Salonunu terk etmeyi düşünüp düşünmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken Bahçeli, MHP'de "terk" kavramının olmadığını belirtti.

Bahçeli, açılımın ne olduğunu anlayabilmek için bir kez daha toplantı yapılması gerektiğini kaydetti.

İşte MHP'nin çözüm önerisi


Bahçeli, Meclis'te sert konuştu ve önerilerini açıkladı

AA


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bugün yüceMeclisin önüne PKK açılımıyla çıkan AKP hükümeti, 7 yıllık iktidarı dönemindekiacz ve zafiyetlerden sonra terör örgütüne teslim olma noktasına gelmiştir.Terörle mücadele bırakılmış, terörle müzakere ve mütareke süreci başlatılmıştır"dedi.

İŞTE MHP'NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

- Tüm Teröristler teslim olmalı
- Tamamı adalet önüne çıkartılmalı ve alacakları hükme razı olmalı
- Anayasa kurcalanmamalıdır
- Yokluk önlenmelidir. Bölgeye yönelik ekonomik yatırımlar yapılmalıdır.

Bahçeli, "demokratik açılım" konusunda, TBMM Genel Kurulunda yapılangenel görüşmede, partisinin görüşlerini açıkladı.Sözlerinin başında, terörle mücadelede vatan ve bayrak uğruna toprağadüşen şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade eden Bahçeli, gazilerede şükranlarını sundu."Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 89 yıllık kutlu tarihinin entalihsiz günlerinden birisini yaşamaktadır" diyen Bahçeli, Türk milletininkurtuluşu, bağımsızlığı, hürriyeti ve birliğinin en büyük temsilcisi olan, enmuhteşem mekanı olan bu çatı altında konuşulan konulardan üzüntü duymamanınmümkün olmadığını söyledi.Bahçeli, "Türkiye'yi 7 yıldır derin uçurumlara sürükleyen, yönetimiradesini başka başkentlerin yörüngesine oturtanların, milleti bölme hayallerininburada tartışılmak durumunda kalınmasının son derece kaygı verici olduğunu"vurgulayarak, şöyle devam etti:"Hükümet eliyle Türkiye için bölünme modelleri arayışına girilmesine,siyasi tarihimizde ilk defa şahit olunmaktadır. Dün, Meclisin ilk Başkanı olanMustafa Kemal'in Anadolu'ya çöreklenmiş işgalcileri atmak için verdiği mücadeleyebakınız. Bugün, aynı çatı altında bulunanların getirdikleri tekliflere bakınız.Dün, bir milletin bağımsızlık savaşını tıpkı bir savaş karargahı gibi doğrudanyönetmiş muhterem kahramanların vatanı kurtarmak için verdikleri mücadeleyebakınız. Bugün, bu mücadeleyi sorgulatmaya çalışanların çırpınışlarına bakınız.Dün, Malazgirt'ten buyana bu toprakları vatan yapmak için can vermiş milyonlarcaaziz şehidin ve gazinin mücadelesine bakınız. Bugün, şehidini sorgulatan biranlayışın düştüğü çaresizliğe bakınız. Dün, dağınık, moralsiz, umutsuz, yoksulbir milleti bir araya getirmek için elele vermiş; yılgın, küskün, moralsizkitlelerden büyük bir millet meydana getirmiş kahramanlara bakınız. Bugün, aynımuhteşem milleti otuzaltıya bölmeye çalışanların heveslerine bakınız.
İşte Bahçeli´nin çözüm önerileri
video için tıklayın


"-"BUGÜN BURADA NEYİ TARTIŞACAĞIZ?"-

"Bugün burada neyi tartışacağız?" diyen Bahçeli, şu soruları yönetti:"Nasıl bölüneceğimizi mi? Nasıl ayrılacağımızı mı? Kardeşlerimizi nasılterk edeceğimizi mi? Bugün burada hangi konuda uzlaşacağız? Devletimizi nasılparçalayacağımızı mı? Topraklarımızı nasıl taksim edeceğimizi mi? İllerimizikimlere vereceğimizi mi? Bugün burada hangi karara varacağız? Şehitlerimize nasılihanet edeceğimizi mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağımızı mı?Asker, polis ve korucularımızın hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağımızı mı?Aylardan beri görüşmek, buluşmak, konuşmak, temas kurmak istiyordunuz. İşteburadayız. Milletimizin gözü önünde ve onun şahitliğinde bilmek ve duymakistiyoruz: Maksadınız bunlardan hangisidir? Bize ne anlatmak istiyorsunuz? Bizdenistediğiniz nedir? Bunların hangisini tartışıp, hangisinde uzlaşacağız? Bunlarınhangisini kabul edip, hangisine destek vereceğiz? Bunların hangisine onay verip,hangisini savunacağız? Ve Allah esirgesin, bunlara izin verirsek, göz yumarsak,görmezden gelirsek, Muhterem ecdadımıza, ne diyeceğiz? Ne anlatacağız? Nesöyleyeceğiz? Şayet varsa, bir yolunuz ve bahaneniz siz söyleyiniz. Gafletteydik,uyuyorduk, güçsüzdük mü diyeceksiniz? Görmedik, bilmedik, düşünmedik midiyeceksiniz? Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyeceksiniz? Bumekanda ayakta alkışladığınız küresel güçler, öyle istiyordu, pazarlıklarböyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyeceksiniz? Ne yapalım, stratejikuruluşları böyle tavsiye ettiler. Birbirinden değerli zevat da böyle buyurdular.Çaresiz kaldık, boynumuzu eğdik mi diyeceksiniz? Devlet kurumları görülmemiş uyumiçindeydi, Birileri de önümüzde fırsat var, kaçırmayalım demişti, Biz de razıolduk mu diyeceksiniz? Bunun hesabını iki cihanda nasıl vereceksiniz?

"-"TÜRK MİLLETİ BUNU KABUL ETMEZ"-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türk milletinin bunu asla kabul etmeyeceğiniifade ederek, mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun, hiçbir kardeşinin bunarazı olmayacağını bildirdi."Türkiye bir ve bütün olur, bu oyuna gelmez. Kardeşliğine, birliğine vevarlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iter" ifadelerini kullananBahçeli, sonsuza kadar var olmanın inancıyla, yıkımın muhataplarına da hak ettiğidersi vereceğini söyledi.Bahçeli, "Yaşattığı buhranın, sarstığı kardeşliğin, tehlikeye düşürdüğübirliğin hesabını da mutlaka sorar. Ve niyet sahiplerini uyarıyorum, MHP'ninMecliste bulunan 69 kişilik birbirinden değerli arkadaşlarım ve milyonlarcaTürkiye sevdalısı, al bayrağımıza kem gözle bakanların hakkından gelir. Bugünaldığınız oya bakıp, 'Türkiye'nin tamamıyız' deyip duruyorsunuz, dikkat edin;Hakkari'den, Edirne'ye, Artvin'den, Muğla'ya, Van'dan İzmir'e, Trabzon'danMersin'e kadar bu kutlu vatanda yaşayan bütün kardeşlerim hesaplarınızı boşaçıkartır ve gerçeklerle yüzleştirir" diye konuştu.Türk milletinin bugün son derece endişeli, huzursuz ve tedirgin;karşılarındaki sorunun da çok ciddi bir beka sorunu olduğunu ileri süren Bahçeli,bu açılımın amacı, anlamı ve sonuçlarının iyi ve doğru anlaşılmasının büyük önemtaşıdığını vurguladı.Bahçeli, bunun meşruiyetinin değerlendirilmesinde, yegane ölçünün,Anayasanın çizdiği hukuki ve siyasi çerçeve olduğuna dikkati çekerek, Anayasanınbu konudaki hükümlerine işaret etti."PKK açılımının bu temel ilkeler ışığında anlaşılması vedeğerlendirilmesi kaçınılmazdır" diyen Bahçeli, Türkiye'nin son 25 yıldır millivarlığını hedef alan silahlı terör ve bölücülük sorunuyla karşı karşıya olduğunaanlattı.Bu süreçte, terörle mücadelede çok ağır bedeller ödendiğini vurgulayanBahçeli, bu şerefli mücadelede 2002 yılına gelindiğinde terörün belininkırıldığını, bitme noktasına getirildiğini söyledi.

-"TERÖRE TESLİM OLMA NOKTASINA GELDİ"-

AK Parti hükümetinin, terörün sıfır noktasına geldiği bir Türkiyedevraldığını öne süren Bahçeli, ancak, aradan geçen 7 yılda terörün yenidentırmandığını, etnik bölücülük hiçbir dönemde görülmemiş bir şekilde cüret vemevzi kazandığını öne sürdü."Bugün Yüce Meclisin önüne PKK açılımıyla çıkan AKP hükümeti, yediyıllık iktidarı dönemindeki acz ve zafiyetlerden sonra terör örgütüne teslim olmanoktasına gelmiştir" diyen Bahçeli, şözlerini söyle sürdürdü:"Terörle mücadele bırakılmış, terörle müzakere ve mütareke sürecibaşlatılmıştır. Terörün tasfiyesi yerine, milli kimliği ve milli devleti tasfiyeetmek için yola çıkan hükümet, bölücülüğün önünü açmıştır. Terörün taleplerisiyaset sahnesine taşınmış, etnik bölücülük meşruiyet zemini kazanmıştır. PKKaçılımıyla yapılmak istenen, terörün silah ve şiddetle yapamadığının siyasiyollarla hayata geçirilmesidir. Yüce Meclis maalesef bugün PKK'ya teslimiyetinbelgesi olan bu yıkım projesini görüşmektedir. Hükümetin PKK açılımının hareketnoktası; terörden beslenen bölücülük sorunun etnik ve meşru kimlik ve hak talebisorunu olarak tanımlamasıdır. Sorunun kaynağı ve esası; bireysel hak, temelhürriyetler ve demokratikleşme özlem ve talepleri değildir. Yapılmak istenilen,bireysel kültürel haklar değil, oluşturulmak istenen bir azınlığın kolektifolarak kullanacağı siyasi azınlık haklarıdır.

-"HAREKET NOTKASI YANLIŞ VE SAKATTIR"-

Bahçeli, AKP'nin açılım sürecinin hareket noktası ve temelinin, bunedenlerden dolayı yanlış ve sakat olduğunu belirtti. Terörün baskı altına aldığıvatandaşların yegane siyasi temsilcilerinin, eli kanlı veya silahı bırakmışteröristler değil, yalnızca bu çatı altında bulunanlar olduğunu vurgulayanBahçeli, şunları kaydetti:"Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Aradan geçenon asır, bu coğrafyadan tarihe damgasını vurmuş bir büyük milleti ortayaçıkarmıştır. Bunun adı Türk milletidir. Bu iftihar ettiğimiz beşeri varlık,köklerin, kökenlerin, dillerin, mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ilebirleşmiştir. Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz,hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur.Her çekilen halay, her dövülen davul, her buluşulan düğün, her açılanduvak, her doğan çocuk, her sallanan beşik, her tüten ocak, her can veren şehitbizi bir millet yapmıştır. Bin uzun yılda kız alıp vermiş, fetihlere katılmış,işgale direnmiş, vatanı kurtarmış, birlikte üzülmüş, sevinmiş, ağlamış vegülmüştür. En önemlisi de evlatlarımız bu değerler uğruna şehit düşmüştür.Tekraren ilan ediyorum: Bizi bugüne getiren kökenimiz, doğduğumuz yer, muhteremanamızın dili, ruhumuzu teslim ettiğimiz inancımız ve mezhebimiz ne olursa olsun,bizim adımız Türk milletidir."Bahçeli, son 200 yılda bu coğrafyada yaşananların tamamının, bu tertemizve soylu milleti Anadolu'dan göndermek üzerine oynandığını bildirdi.

-"BURASININ ADI TÜRKİYE, MİLLETİNİN ADI TÜRK MİLLETİDİR"-

Türkleri Anadolu'dan atmak hayalinin, yüzyılları aşarak günümüze kadarulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu dile getiren Bahçeli, "Aziz milletimiz,altı asırlık hükümranlığının sonucunda, ana yurda, baba toprağının sınırlarına,asli unsurun ocağına dönmüştür. Bu tarihten sonra, büyük Türk milleti içindönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergAhı ve verilecekbaşka vatan köşesi de kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlükçekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiye, milletinin adı ise Türkmilletidir" diye konuştu.Bahçeli, ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan milletin bir ve bütüntutulacağını, ya da Türk milletinin Anadolu'dan atılacağını ve tarihtensilineceğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:"Bilmeyenleriniz varsa, ben buradan tekraren söyleyeyim; bunun adıtarihi Şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti, diğeryanda yedi düvel. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız;diğer yanda haçlı zihniyeti. Bugün adının değişmiş olması, maskelerin değişmişolması, bu tarihi emelleri değiştirmemiştir. Bunu görmek lazımdır. Bunu bilmeklazımdır. Adına ne denirse denilsin, ister fırsat, ister çare, ister yolharitası, ister açılım, dayatılmak istenenler Şark Mesele'sinin bugünküuzantısıdır."Bahçeli, coğrafya tartışılırsa, milletin, millet tartışılırsa devletin,devlet tartışılırsa bayrağın, bayrak tartışılırsa varlıklarının ortadankalkacağını belirterek, şunları ifade etti:"Bunlar ne fantezi bir düşünce, ne bir vehim, ne bir sendrom, ne birparanoyadır. Binlerce yıllık insanlık tarihinin, yüzlerce yıllık milletlermücadelesinin, millet olmanın inceliklerine nüfuz edebilmiş bir yüksekfikriyatın, derin duyuşun ve milli tarihe vakıf olmanın eseri ve sonucudur.Bunlar benim şahsi fikrim değil, bin yıllık millet varlığının bu topraklardatutunmak için, kanla, gözyaşıyla, çileyle bugüne aktardıkları stratejik miras veemanetlerdir. Bütün bu gelişmeleri ve yorumlarımı, iyi niyetli olduklarınıdüşünmeye devam etmek istediğim iktidar partisinin değerli milletvekillerine veyüce meclise hatırlatmak isterim. Bir kez daha düşününüz. Bir kez daha oynananoyunun bütününü tarihi perspektif ile dün, bugün ve gelecek vizyonuyladeğerlendiriniz. Karşımızda, yeni bir Sevr dayatması olduğunu mutlakagöreceksiniz. Yüzyılın başındaki küresel aktörlerin, oyunların ve parçalanmataleplerinin sadece isim değiştirmiş olduğunu da bileceksiniz."