30 Haziran 2009 Salı

Seni Yasamak

Photobucket




Seni her özledigimde sevgilim,
Gökyüzüne bakiyorum;
Gögün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özledigimde bir tanem,
Denizlere bakiyorum.
Ufuga bakinca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özledigimde bir tanem,
Kuslara bakiyorum.
O kanatlardaki özgürlügünü görüyorum çünkü.
Ve askim, seni her özledigimde,
Adinda isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yasamak istiyorum,
Seni her özledigimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece

Behçet Necatigil


29 Haziran 2009 Pazartesi

Sahte Dostların Eline Düşürme Allah'ım

Dost var; uğrunda ölünür...
Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır..
Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle,
Akrep, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar...
Bunu yapmak yetmez dost için...
Sevdiği insan uğruna ömrünü verir.
Verilen bir ömürdür...
Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir...
Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır.
Düşmanlar gelecek,
katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır...
Bu delikanlı dosttur... Ve hep 'dost' kalmıştır.
Dost var; güle benzer...
O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez...
Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan,
gül rayihasını almak mümkün değildir.
Dost var; hazmedemez...
Sindirim sistemi bozuktur...
Dost var; fırına girmeyi sevmez... Ama, ekmeği herkesten önce böler...
Dost var; sözü itibarsız senettir... Güvenirseniz müflis olursunuz...
Dost var; yollarda bırakır...
Böylesiyle adım bile atılmaz.
Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir.
Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir.
Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları',
O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır.
Dost var; Iyiliğini istemez... Düşman için önüne bir taş da o kayar.
Sonra bu da yetmez 'dost' için! ..
'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da,
'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur.
Dost var sadece yüzüne güler...
Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar. Hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Lakin bunlar da 'dosttur'! ..
'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar! ...
Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz.

Ah! Hz.Ebu Bekir..., Ah! Hz.Ali... Müslümanlığı sizlerden öğrendik.
Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik...

Unutma Gögün asıl rengi mavidir,en kör Gece bile Sabahdır Sonunda Kalbin Aglasada Gülümse inadına Düşler takıp saçlarına,

Yürü Rüzgarlara O pembe Gül Yüzünü Kederle Soldurma Daldaki son yaprak gibi sarıl hep HAYATA Geçerken acılardan gülmeyi unutma.Fırtınalara Direnmekdir Yaşamak Birazda Kurduğun Hayalleri Yagmurlar Yıksada,Sen Yeter Ki Ümit Et Hayat Döner Sana.

27 Haziran 2009 Cumartesi

asli-gungor-son-opucuk-2009

click to comment
Photobucket


Photobucket

Photobucket


084 - Jane Birkin - Je Taime.mp3 -

SEVİYOR MU? SEVMİYOR MU?

Photobucket

Issız yolların etrafını süsledim.Bazen araba tozunu yedim bazen de, en çirkin parkları, bahçeleri göz alıcı yaptım.Toprakta hayat bulurken, bana verilen azıcık suyla yaşarken, göze battım.

Yüreğinde sevgi olmayanların parmakları arasına düştüm. Karıncalara gölge olan yapraklarımı teker teker kopardılar..Fısıltılarını duydum, ‘ seviyor, sevmiyor’ … Kimi zaman yüzlerini güldürdüm insanların, çünkü yapraklarım ’ seviyor’ da bitti..Bazen yapraklarım yetemedi,’sevmiyor ‘da bitti ve yüzleri güldüremedim.. Sonra da beni koparmaya gücü yeten parmakların arasından, yerlere düştüm…

Bana sorun seviyor mu? Sevmiyor mu? Diye.. Evet, ben sevmiyorum yapraklarımın koparılmasını.. Eğer yapraklarımın sayısını ben belirleseydim, ‘sevmiyor’ çıkacak sayıda yapardım.. Neden mi? Sen benim canımı aldın, yüzümü soldurdun.. Bir cana kıydın.. Senin gibi birisini ne ben severim,ne de uğrunda yapraklarımı kopardığın kişi… O da sevmiyor seni işte… Sevmiyor…

Deniz Kokusu

Deniz kokusu getiriyorum
Nem sinmiş tuzlu bedenime
Sabah ayazından gözlerim kırmızı
Bir şarkı tutturmuşum rastgele durduramıyorum
Durduramıyorum
Deniz kokusu getiriyorum
Karlı dağların tepesi özgürlük
Dibi deniz işte akdeniz
Uçarı bir hafiflik uçuşuyor başımda
İnanamıyorum inanamıyorum

Yarım gün uzakta ankara
Sokaklarında uslu kentliyi oynamak için
Yine gazeteleri okumak yine gece bıkkınlığı
Yine sabah telaşlarına alışmak için

Deniz kokusu getiriyorum
Güneş kavurmuş tenimi
Bir sevişme sonrası gibi
Neden umursamaz ve yalınım
hiç bilemiyorum,
Hiç bilemiyorum....

Erdem Degirmenci




Photobucket
Good Morning Images Funny Pics Free Pics

26 Haziran 2009 Cuma

25 Haziran 2009 Perşembe

AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARINA

fatiha

DUA...

Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm
Bismillahi’r-rahmani’r-rahîm

Ey bizleri varlığa erdiren

Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran

Güzeller güzeli rabbimiz!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya sonsuz salât ü selam olsun.

İçinde bulunduğumuz şu mübarek Regaib Kandili münasebetiyle bu gecenin senin katındaki kutsiliğini de vesile edinerek dergâh-ı ilahînin önünde ellerimizi açıp yalvarıyoruz:

YA İLAHE’L-ALEMİN!

Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla engin rahmetinin kapısına dayanıyor, şu mübarek Regaib gecesinde bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz.

EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur;

Ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur.

Bütün dileklerimizi kabul buyur

Ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur;

Yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

EY KORUYUP KOLLAYAN ALLAHIM!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma;

Akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden,

Nefislerimizi cismânîliğin baskılarından,

Gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle ya Rabbi

Biz kullarını; ilimde kibir ve gururdan,

İbadette riya ve gafletten

Ve duygularına renk attıran ülfetten koru ya Rabbi!

Senin yolunda yürüyor gibi görünüp senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak,

Hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır!

Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine bizleri bağışla,

İnayetine ihtiyacımız açık,

Çaresizliğimiz her halimizden belli;

Bizleri yara-bere almadan

Ötelerdeki güzelliklere ancak sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış ve kırılmış ruh dünyamızı da ancak sen tamir edebilirsin.

İçimizi sana döküyor,

Kusurlarımızı sana açıyor ve bizlere yeniden iyi insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun.

Sana yönelenlere hep “gelin, gelin” diyorsun.

Ey Rab! Bütün kusur ve hatalarımızla beraber müsaade buyur “biz de geldik” diyelim. Geldik ve şu mübarek gecede sana,

Yolların amansızlığını,

Nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını,

Bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz.

Bilhassa, her zaman hatalara açık duran,

Günahlara meyyal bulunan

Ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan,

Serkeş nefsimizi sana şikayet ediyoruz.

Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır Ya Rabbi

Lisanlarımızı yalandan, gıybetten, senin sevmediğin,

Hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle ya Rabbi!

Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle ya Rabbi!

Niyetlerimizi ihlaslı kıl ya Rabbi!

Ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI,

EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder,

Davranışlarımız ahenksiz,

Çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık,

Dünyanın durumu boz-bulanık,

İşte böyle bir dağınıklık içinde sana geldik.

Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı,

Şimdiye kadar gelip senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış;

Hiçbir pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır.

Bizi hilm ü silminle güçlendir ve affınla bizlere muamelede bulun ya Rabbi!

EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek Regaib gecesinde binler, yüz binler senin karşında gerek burada gerek televizyon ekranları karşısında divan durarak

Ellerimizi sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "biz geldik" diyoruz.

Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine,

Her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak senden uzaklığımızı geçici dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Mescitlerimizde Kur'an okunuyor,

Minarelerimizden dinin temeli ezanlar yükseliyor;

Ve biz mabetlerimizde, mescitlerimizde bülbülü hoş eda nağmeler dinlemeye erdik, sen bu nağmeleri kesip bizi inkisara itme ya Rabbi.

Hazret-i Muhammed'i güldüren,

Kur'an'ın manasını güldüren,

Eslâfı, ervahı, eşbahı güldüren bu manzarayı makûs edip

Bütün bu gülenleri şu mübarek gece hürmetine ağlatma ya Rabbi.

EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli;

Eller yasak meyvelerde,

Ağızlar harama açık duruyor;

Gözler başkalarının kusur müfettişi..

Yalan revaçta, hıyanet sıradan bir şey,

Hak ve adaletin ismi var sadece;

Vefa Kafdağı'nın arkasında,

Ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış;

Buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta.

Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement;

Her biri birer çukur olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve özümüzle bütünleşip kendimiz olamıyoruz.

N’olur bu durumdan bizleri kurtar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap

Ne de tutarlı bir plâna sahibiz.

Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz;

Kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz.

Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rabb!,

Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz.

Kendimiz edip kendimiz bulsak da,

Rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek genişlikte.

Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

EY KAİNATIN SULTANI!

Dua edenlere cevap veren sen,

Izdırapları dindirip ihtiyaçları gideren sen,

Devrilenleri kaldırıp doğrultan sen,

Çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de sensin!

Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı;

Nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü;

Samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı.

Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere..

Var eden sensin, yok eden de sen; uzak tutan sensin, yaklaştıran da sen;

Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş'esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi söyleyemezdik.

Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde sana karşı yaklaşma heyecanları uyar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun..

İç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma.

Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de ihlas istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur ya Rabbi!

EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Ya Rabbi dokuz asır tevhide bayraktarlık yapmış bir milletin torunları olarak biz senin adını omzumuzda taşımaya,

Âfaktan âfâka serhad türküleri söyleyerek gezmeye,

Kaleleri aşmaya, cihana muvazene getirmeye,

İnsanlık için denge unsuru olmaya alıştık Ya Rabbi.

Sen bizi buna davet ettin, "sizi ifrat ve tefritin ortasında ümmet-i vasat yaptım" dedin. Bizlerde böyle olmaya çalıştık,

Sen bizleri devletler muvazenesinde olması gereken ufka ulaştır ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Cihanın çeşitli yerlerinde yeni gelişmelerin olduğunu duyalım ve bunların şükrünü eda etmek için iki büklüm huzuruna gelelim.

Minarelerden hakiki manasına uygun Allah-u Ekber nidalarının yükseldiğini duyalım..

Gözyaşlarımızı ceyhun ederek huzuruna koşalım..

İki büklüm rükua varalım.. Bu az oldu diye secdeye kapanalım..

Gözyaşlarımıza muhtaç seccadeleri ıslatalım..

Ve pek çoğumuz bu neşvenin içimizde hasıl ettiği mevcelenme ile canı dudağına gelmiş, kalbi durmuş insanlar olarak ruhumuzu teslim edelim..

İnşirah, beşaret ve beşaşet içinde şadırvanların temiz güvercinleri gibi kanat çırpalım, sana yükselelim..

Bedrin aslanları gibi, Uhud'un kaplanları gibi, cihan tarihinde benzerine az rastlanan harika nesiller gibi olma yolunda bir hayat sürelim..

Bizi bu mübarek gece hürmetine bu türlü lütuflarla şerefyâb eyle ya Rabbi.

EY RAHMETİ GAZABININ ÖNÜNDE BULUNAN,

KULLARININ TEVBELERİNİ KABUL BUYURAN VE DUA DUA YALVARANLARIN NİDALARINA İCABET EDEN YÜCE RABB'İMİZ!

Amellerimizdeki eksikliklere ve sözlerimizdeki kırık-döküklüğe değil, hakkındaki hüsn-ü zannımıza ve rahmetine bağladığımız recâmıza göre muamele et ve bizim dualarımıza da icabet buyur;

Bizi haybet ve hüsrana uğratma!

EY KORUYUP KOLLAYAN YÜCELER YÜCESİ!

Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlardan dolayı bize azap etme..

Şu aciz kullarına, gazabının önüne geçmiş o engin rahmetinle ve fazlınla
Muâmele eyle..

Bizi dünyevî afet ve rezaletlerden,

Ahiret azabından,

Kalbleri fenalığa esir düşmüş kötü insanların şerlerinden,

Fâcir kimselerin komplolarından,

Düzenbazların hîle ve tecavüzlerinden,

Bozguncuların kırıp dökmelerinden

Ve bütün despotların zulmünden

Sen bizleri ve ülkemizi

Muhafaza buyur ya Rabbi!

Ya Rabbi bize dünya da ve ahirette iyilikler lutfeyle

Bizleri cehennem azabından azad eyle

Ya Rabbi bizi, anne ve babamızı, ve bütün inananları büyük buluşma ve duruşma gününde sen mağfiret eyle

Ya Rabbi ülkemize ve islam alemine birlik ve düzen

Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle

EY YAPILAN DUALARA CEVAP VEREN ALLAH’IM!

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;

Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,

Darda kalanlara icabet edersin,

Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın

Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin

Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin

Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Burada okunan Kur’an'dan

Getirilen salat ü selamlardan

Terennüm edilen mevlid-i şeriften

İlahi ve kasidelerden

Hasıl olan sevaplardan başta Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammed (SAS) olmak bütün enbiya ve murseline

Dine diyanete hizmet etmiş insanlara

Bütün eş dost akraba arkadaş ve arkadaşlarımıza

Tüm yakınlarımıza ve büyüklerimize

Gazi ve şehitlerimize

Bu ülke için hizmet vermiş devlet adamlarımıza

Armağan ediyoruz sen onların ruhlarını da hissedar eyle ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Efendimiz Hazret-i Muhammed’e,

Muallâ aile efradına

Ve bütün Ashab-ı Güzînine

Salât u selam ederek ve şu mübarek Regaib gecesini vesile edinerek bunları senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..

Amin amin amin

Velhamdü Lillahi Rabbil Alemine’l-fatiha


Hazırlayan: Ömer Faruk Şentürk
Photobucket
Photobucket
Photobucket
Photobucket
Photobucket
Photobucket

yasin-suresi-okuyan: fatih-collak

Photobucket
Photobucket
Photobucket
Photobucket



Photobucket

Vatan Sevdası




Kırlangıçlar göçüyor yaprak dökümü
Yuvaya dönüyor çile bitimi
Bülbüle benziyor hasret çekimi
Dikenli yolların sevdasıyla.

Arı bal yapıyor çeşit çiçekten
Kelebekler uçuşuyor ne haber böceklerden
Bülbülün çilesi,feryadıda nesi
Dikenli güllerin sevdasıyla…

Görmüyorsan gerçeği incele oku.
Kim demiş sebepsiz gelmiş dünyaya bir teki
Hepsinin vardır elbet bir geliş sebebi
Yaşamak yaşatmak sevdasıyla.

Yemin ettim ben kutlu ocağımda
Kitaba el bastım tanrı huzurunda
Sadığım yeminime ölsemde yolunda
Bu yürek çarpıyor sevdasıyla

Kuşu böceği bırak gelelim sadede
Gelmesin aklına ne ayda bir nede senede
Sende bir fatiha oku şehidine
Bu vatan bu bayrak sevdasıyla….

Erdinç Sert

Ülkemi Seviyorum


Ben barışı severim,
Savaş benim neyime
Oynarın oyuncaklarımla.
Elimde uçurtmam,
Uçururum özgürce,
Bir bakın şu halime.
Gelincikler toplarım,
Papatyalar toplarım,
Yemyeşil ovalardan.
Topumla oynarım,
Hem güler hem koşarım
Şu çamurlu yollardan.
Severim tüm insanları,
Hakkıdır yaşamaları
Özgürce bu alemde.
Kardeşçe yaşamak,
Varken güzel günlerde,
Savaş benim neyime.
Barışı sevenler,
Sevgiyide tanırlar,
Sanmayın aldanırlar.
Sevgi ile barışı,
Gören gözler hep güler,
Ağlamak neyimize.
Elele hep birlikte,
Mutlu bir gelecekte,
Buluşalım sizlerle
Biz kavgadan uzak,
Yaşamak istiyoruz,
Bu cennet ülkemizde.
Ülkemi seviyorum,
Hep birlikte sevelim,
Oyuna gelmeyelim.
Kardeşçe tutuşup,
Elele hep birlikte
Kötüye aman vermeyelim.
Haydi artık milletim,
Tutuşalım elele,
Sevgi ile birlikte.
Barış diye haykırın,
Sussun silah sesleri,
Bu cennet ülkemizde.

Erdinç Sert

Türkiye’m


Yüreğim titriyor adını duyunca türkiyem
Gözlerim doluyor
Doyasıya ağlamak haykırmak istiyorum
Gökkubbe altında dört duvar arasında
Batının övündüğü medeniyet tarlasında
Yalnızım,yalnızım türkiyem seni özlüyorum.

Elbet anlamak çok zor anlayamaz kimseler bizi
Çan sesleri içinde titreyen bedenimizi
Irgatlık yetti artık gavura büktü belimizi
Vatanıma kul,köle olmak istiyorum.

Meğer vatanımız cennetmiş bizim
Aldanma avrupanın melek yüzüne gözüm
Vatanımız türkiye yokmuş başka yerde yerimiz bizim
Dönüpte toprağını öpmek isyiyorum.

Avrupa medeni derler,ne hayaller ne düşler
Çan sesleri ile birlikte tokuşturuluyor kadehler
Sevaptır gavura sevaptır bütün günahlar
Rabbime secde edip şükretmek istiyorum.

Yalnızım gardaş bu şavşatalar arasında
Gözüm yok artık ne akı nede karasında
Hayır kalmadı ne pulu nede parasında
Türkiyemin lirasına sarılmak istiyorum.

Gavurun pisliği bitmiyor gardaş
Bulamazsın kendine ne bir dost nede sırdaş
Yediğim bir dilim ekmek,bir kaşık aş
Tarlasında bağında yorulmak istiyorum.

Özlemim dağlar kadar,dönüyorum bu cuma
Secde ettim rabbime çıkıyorum ben yola
Türkiyem için ölürüm, olurum kul köle
Şehitlerimin kanına kan,
Şanına şan katmak istiyorum………

Erdinç Sert

Türk’ün yurdu


Türk’ün adı hep kahraman,
Dönek yoktur mert her zaman.
Türk’ün yurdu Anadolu,
Türk’e yurttur,yurt her zaman.

Erdinç Sert

Türk 'ün Türküsü


Güneş kadar parlak
Başak kadar sarı
Gök mavisi
Gül pembesi
Gök gürültüsü
Söyle
Söyle bu kimin türküsü.

Kuşlar kadar özgür
Rüzgar kadar hızlı
Yıldırım çakışlım
Bozkurt bakışlım
Al sancağım
Şehidimin son örtüsü
Söyle
Söyle bu kimin türküsü

Sular kadar berrak
İman dolu onca yürek
Burak gibi ilahi bir sürat
Yüce türkün ülküsü
Söyle
Söyle bu kimin türküsü

Erdinç Sert

Tek çözüm bir olmak


Sevmek bambaşka bir histir
Aşk ölümüne gidiştir
İşte ben aşığım bu vatana


Bu vatan nazlı bir gelin
Gerekirse uğrunda ölürüm
Albayrağımdan dikilen gelinlik
Tatlı meltemlerle salınsın
Onun üzerinde.
Onun gözlerinde gülümsesin,
Güneş.
Bülbüller şakırdasın neşeyle
Ormanlarında.
Bereket fışkırsın deniz,göl
Harmanlarında.


Sevmek bir başka histir dedik ya
Aşkta onun k.d.v. si
Hayır etmez kardeş;
Ne cine 5,ne show nede atv’si
Haramdır günahtır bize
Özümüzden gayrısı
Gel artık birlik ol
Davul zurnam çalsın
Meydanlarımda.

İnsanlığı bir bela sarmıştır
Gidiyor.
Artık ihaneti insanlar adet
Ediniyor.
Bu halimize bak,bak hele;
Bak kimler seviniyor
Karartmayın dünyamızı,
Güneş doğsun
Zindanlarında…

İhanet yükseldi yurdumda,
Hainler hep destekleniyor.
Zulmeden zalime hep destek,
Dürüstler köstekleniyor.
Dağlarında kuduz itler,
Kuduz itler besleniyor.
Yolverin bozkurtlara
Halaylar çekilsin yaylalarında.




Güller çiçekler
Bir başka açar güney doğumda.
Esen tatlı meltemler
Korku fısıldar kulaklara.
Siyası çözüm deyip uluyan
Yalaklara,
Geç kalmadan cevap ver
Cevap ver sandıklarda.


İyi düşün;
Tek çözüm bir olmak
Birlikte hareket…
Göreceksiniz fışkıracak
Yurdumda bereket
Üç hilal gölgesinde
Üc hilal gölgesinde bu millet
Halaylar çekecek
Meydanlarında…

Erdinç Sert

Rüzgarı Şehidimdir


Ey it soyu! ...
Sen vatan nedir bilirmisin? .
İndirdiğin bayrağın,
Rüzgarı şehidimdir.
Bastığın her karış toprak,
Ebedi cehennemindir.

Attığınız kurşunlar,
Hız verir bu millete.
Bu bayrak düşermi sandın,
Dalgalanır hep ebediyete.

Kan kırmızı al bayrağım,
Türklüğüm,şehidim,şanım
Uyan ey milletim uyan
Geldi diriliş zamanın.

Erdinç Sert

Rengin Var Kefenimde


Bir kuş olsam uçsam sana
Çıksam dağlara dağlara
Kanadıma alsam seni
Uçsam dağlara dağlara.

Rüzgar olsam essem sana
Yağmur olsam dolu olsam
Nefes olsan yüreğime
Koşsam dağlara dağlara

Bir taş olsam kaya olsam
Düşsem yarlara yarlara
Ateş olsam duman olsam
dağlardaki volkanlara

Bayrak olsam dalga dalga
Bulut olsam gökyüzünde
Boyun eğmem fırtınalara
Gazi olsam şehit olsam

Kara sevda yüreğimde
Diken olsan yara olsan
Rengin var kefenimde
Gam yemem uğrunda ölsem

Erdinç Sert

Her Milletin Bir özü,Bir kimliği var.



Her Milletin Bir özü,Bir kimliği var.








Türklük bitmeyen türküm
İslam türklükte en yüce ülküm
Liderdir gönüllerde fikrim
Çünkü şanlı tarihim var.

Bu yüce ülküde mücadelede
Nice şehitler verdik,veriliyor daha nice
Gücümüze gidiyor yaptıkların gücümüze hoca
Vatana minnet değil,can borcumuz var.

Türküz biz müslümanız,varmı bundan ötesi
Türklükle yükseldi islamın meşalesi
Balçıklamı sıvamaya çalışıyorsunuz güneşi
Bizim hem güneş gözlüğümüz,hem şemsiyemiz var

Hep var dedik ya,birde olmayana bakalım
Gönlümüzde türk islam,sende sadece islam var
Arabistana git arabistana hocam
İslam aleminde,ta.. bir uçtan bir uca.
Her milletin bir özü,bir kimliği var.

Erdinç Sert

23 Haziran 2009 Salı




Bu vatan bölünemez...

Bir senmi kaldın bu yolda yürüyen yiğit
Bir senmi kaldın bu yolda şehit oğlu şehit
Yalnızlığına aldırma büyüyecek aşkımız
Şaşacak kahpeler göğe değecek başımız.



Ben,sen, o bizler hep, bir bütünüz.
O hainler bu birliği çekemez.
Canını bu yola adayan yiğit
Sen şehit oldukça,bu vatan bölünemez.

Erdinç Sert

Bu Vatan Bizim


Anlayamıyorum gardaşım seni
Kendi vatanında el gibisin
Susuyorsun,görmüyorsun gerçekleri
Sanki; bu vatan bizim değil,der gibisin

Balıkçının oltasındaki balık gibi
Çaresizlikten çıpınan can gibisin
Kararsızsın kardaşım,anlayamıyoruz seni
Kuraktan çatlayan yer gibisin

Geç kalmaktasın vermekte karar
Yanmaktan kararan ten gibisin
Sorar hesabını birgün çocukların sorar
Sevgilisini sevmeyen yar gibisin

Durmuyor hainler,göz dikiyorlar vatanına
Dikilmiyorsun karşısına,vatanını satana
Devlet malı deniz deyip,yiyip yiyip yatana
Yiyin...yiyin...helel olsun der gibisin

Uyan artık bak,uyanmakta geç kalmaktasın
Susuz kalan bir gül gibi solmaktasın
Çağlayan nehirlerim dururken yanıbaşında
Kovamda su bitti der gibisin

Hakkın değil başın önünde gezmen senin
Sen türksün tarihe sığmaz şanın senin
Sonda değil,en baştadır dünya düzeninde yerin
Ben koyun,zalim çoban olsun der gibisin...

Erdinç Sert






Biz daha ölmedik…

Ağlayamıyorum taş oldu yüreğim
Hıçkırıklar düğümleniyor boğazımda
0nca şehit yaktı yine yüreğimi
İkibindokuzun nisanında…

Yüzler asık yine başlar eğik,
Dik başını dik,biz daha ölmedik.

Albayrağım kucaklamış tabutları
Bu şehitler benim dercesine.
Tekbirlerle inlet yeri göğü
Allah’a yemin edercesine.

Yüzler asık yine başlar eğik,
Dik başını dik,biz daha ölmedik

Sen otururken elin kolun bağlı burada
Ağ gibi sardılar köpekler yurda
Yem oluyorlar mehmetcikler bir bir pusuda

Yüzler asık yine başlar eğik,
Dik başını dik,biz daha ölmedik

Katil piçler yakarken nice canı
Akarken binlerce şehit kanı
Göstermişken yolu iki cihan sultanı

Yüzler asık yine başlar eğik,
Dik başını dik,biz daha ölmedik

Sen değimlisin ecdadıyla Türklüğle övünen
Sen değilmiydin Viyana’ya kadar yürüyen
Sen değimliydin imanıyla gürleyen

Neden yüzler asık,neden başlar eğik.
Dik başını dik,biz daha ölmedik…

Erdinç Sert



Bir Bayrak Böyle Doğmuş

Dağlar başı dumanlı,çiğ damlar üzerine
Kurban sana bu canım yavrum,ışıl ışıl gözlerine
Gök kuşağı altında,bir yiğit yatıyor yavrum
Gözleri çakmak çakmak,menzile bakıyor yavrum.

Dağlar başında kar var,yanar bu yürek yanar
Çağlayanlar bir başka akar yavrum,ağlar hep dağlar taşlar.
Bir yiğit şehit olmuş,vurulmuş gün batımında
Vasiyet etmiş gömülsün yavrum,gökkuşağı altında

Hilal doğmuş gökyüzünde,gökkuşağı üzerinde
Kapanmış gözleri yavrum,bu topraklar üzerinde
Şafak sökmüş güneş doğmuş,yüce dağlar arasından
Canını hiçe saymış yavrum,bu vatan sevdasından

Bir yiğit şehit olmuş,vurulmuş gün batımında
Vasiyet etmiş gömülsün yavrum,gökkuşağı altında
Hilal doğmuş gökyüzünde,gökkuşağı üzerinde
Kapanmış gözleri yavrum,can vatan üzerinde

Vatanımız ana kucağı,sarıp sarmalar bizi
Sever,okşar koklar yavrum,şehit düşenlerimizi
Hilal doğmuş gökyüzünde,gökkuşağı üzerinde
Bir bayrak böyle doğmuş yavrum,kanlarımız üzerinde

Erdinç Sert
Photobucket

Benim Ülkemde

Nehirler çağlaya çağlaya akar benim ülkemde
Kıvrım kıvrım kıvrılır,okşarcasına sarar yurdumu
Erciyes yükselir bütün cüssesiyle kara bağrında
Bir tarafında Turan yurdu,bir tarafında Anadolu

Albayrağım dalgalanır zirvesinde nazlı nazlı
Nazlı nazlı öter ormanlarında bülbüller yurdumun
Bu eda ile uyur çağlayan nehirler bağrında
Bir tatafında Turan yurdu,bir tarafında Anadolum

Bir başka eser rüzgar benim ülkemde
Üfül üfül okşarcasına,bağrındaki şehitlerimi yurdumun
Güller filizlenir nazlı nazlı bağlarında
Bir tarafında Turan yurdu,bir tarafında Anadolum.

Ninni söyler analar bebeklerine gündüz gece
Nakış nakış işlerler sevgiyi,umut verirler geleceğe
Kıskananlar haklı;
Sevdiremezler hiç kimseler böyle yurdunu
Bir tarafında Turan yurdu,bir tarafında Anadolu

Erdinç Sert
Photobucket


Benim Şehit'im


Nehirler sessiz sessiz akarlar,
Sessiz sessiz ağlar kayalar.
Uzaklarda ta! …uzaklarda,
Sessiz sessiz akan sularla
Kucaklaşmakta sanki,
İsyan eden, gürleyen dalgalar.

Nehirler sessiz sessiz akarlar.
Sanki isyan eder
Yükseklerden akan çağlayanlar.
Okyanuslarda,
Ta! .…okyanuslarda kucaklaşmakta,
Sessiz sessiz,damla damla pınarlar.

Sessiz sessiz süren bu yoculukta,
Dört bir yerden esen meltem misali.
Sanki;
Bilirler son durak okyanuslarda,
Hasretle kucaklaşırlar
Alperen’ler misali…..

Erdinç Sert
Photobucket




Bayrak Hürriyet Güneş'imdir.


Bayrak,istiklal ateşiyle yanışımdır
Bayrak,Türk’lük için yarışımdır
Bayrak; hürriyetim.bayrak destanım
Bayrak,kardeşlikte yarışımdır.

Bayrak en kutsal emanetim
Bayrak,ölümüne sevdiğim
Bayrak,düşünmeden öldüğüm
Namusum, şerefimdir.

Bayrak,al renkli kan kırmızı
Bayrak şehitler kanından kıpkırmızı
Bayrak,okyanuslarda çırpınışım
Bayrak,dünyaya haykırışımdır.

Bayrak,yoluna baş koyduğum
Bayrak,Allah’ına kurban olduğum
Bayrak, sonsuza dek tek tuğ’um
Hürriyet güneşimdir.

Bayrak,uğruna can verdiğim
Bayrak,nice şehitlerini gördüğüm
Bayrak,nice hainlerini gömdüğüm
Bayrak,varlığımdır canımdır.

Türkiye’m Anadolu toprağı
Silkeleme düşmez tek bir yaprağı
Gücü yetmez kimsenin,indirmeye
bu bayrağı.
Bayrak,şerefimdir şanımdır

Erdinç Sert
Photobucket




Bayrağımın Varlığı



Bayrağımdaki yıldız
Göklere yükselişimdir
Bayrağımdaki hilal
Esareti terkedişimdir

Bayrağımın rengi
Şehitlerimin al kanıdır
Bayrağımın varlığı
Türklüğün kalkanıdır

Bayrağımın çırpınışı
Özgürlüğe sevdadır
Sevdaları biten millete
Bağımsızlık rüyadır

Bayrağımdaki bu eda
Esirgenmeyen candandır
Sen uğrunda ölmezsen eğer
Bu topraklar sana haramdır

Erdinç Sert


Photobucket

Bana Mühür Ettiler...

Ne yer kaldı nede yurt
Türk’e mezar ettiler.
Türk’ü faşist bilip,
Gözle nazar ettiler.

Hiç his kalmadı millette
Boş boş gezer ettiler.
Ata’ya küfür edip,
Sürüye benzettiler.

Bayrağı namus bildik
Kitab’a yemin ettik.
Hep yanlışları gördük
Doğruyu ziyan ettiler.

Biri çıkıpta bu vatan,
Türk’ündür Türk atam
Diyipte nutuk atan
Canı ziyan ettiler.

Meclisteki haini
Başımıza sadrazam
Kurşun sıkan elleri
Bana mühür ettiler.

Mozaikmiş falan filan
Yalan boş şeyler yalan
Bayrağımı çapul sanan
Zan’ı bayrak ettiler…

Türk’lük suç oldu,Türk azınlık.
Sövdüler, böldüler ziyan ettiler.
Hain dedik,p.k.k. dedik can verdik
Cellat’ı başımıza kral ettiler.

Erdinç Sert

22 Haziran 2009 Pazartesi

SEVEN NE YAPMAZ

CANDAMARIMSIN


Photobucket


Yol Verdim Umutlarıma

Yoksan yüreğimin kuytularında,
Ne güneş değer, nede ay bana.
Varsan karanlık gecelerimde,
Yağmursun sen kuraklarımda.

Senin için çarpan şu kalbim,
Sen yoksan duruyor inan…
Doğmaz ne ay, nede güneş,
Yaş akıyor yanaklarımdan…

Beni sensiz bırakma sakın,
Dayanamam yokluğuna…
Sen canımsın, candan yakın.
Yol verdim umutlarıma…

Erdinç Sert

Photobucket


Yine o şarkı çalsa...

Dinliyormusun…

Hani bir şarkı vardı söylediğimiz
Sarmaş dolaş dans ettiğimiz.

Sen yaslanırdın göğsüme,ellerin omzumda
Bense uçup giderdim bilinmeyen sonsuza.

Hatırladınmı…

Sen ağlarkende mutluydun.gülerdi hep gözlerin,
Dudaklarımdan öperken,o aşk dolu sözlerin.

Fısıldardın hep…

Seviyorum diye kulaklarıma,saatlerce sevişirdik
Zaman akar geçerdi inadına.


Şimdi sen yoksun ya,neye yarar bu dünya.
Her şey senle güzeldi, kaldık şimdi hatıralara…

Hangi kitaba sığar seninle yaşadıklarım.
Hangi romanda yer bulur, Tatlı hatıralarım.


Hatırladınmı…

Sessizce yanında otururdum,gözlerine bakarken
Ben kendimi unuturdum,dudaklarından öperken.

Gel desem yine,mazimizdeki yerimize
Zamanı geri alsak, geçen zamana inat.

Şimdi…
Yine o sahilerde, Aşkımızı haykırsak…
Yine eskisi gibi hem gülsek, hem ağlasak.
Yine o şarkı çalsa, dans etsek sarılarak.
Yine seviyorum dermisin, gözlerime bakarak.

Erdinç Sert

Photobucket



Yıldızlar içinde kördüğüm.

Ufkuna daldı gözlerim
Deniz mavisi rengine gözlerinin.

Poyrazın soğukluğunda üşüyorum

Çırpınıyor deniz gibi yüreğim.

Güneş biryandan,
Hayalinle birlikte
Tatlı tatlı ısıtırken tenimi,
Yosun kokularında hep sen varsın.

Martıların cığlıklarında,
Aldığım nefeste,yakan güneşte.
Gün batımında, ufkun kızıllığında.
Hep sen varsın.

Güneşle ayın kucaklaşmasını
Gördünmü hiç…

Sonra;
Üzerlerine yağmur yağmur
Düşen yıldızları.

Sanki…
Düğünü bayramıdır kavuşmalarının.

Bir bakmışsın,
Hasretini gidermiş gibi
Kayboluverir sonra Güneş.

Başbasa kalıverirler ayla yıldızlar.

Sen güneşimsin sevdiğim
Varlığında yandığım,
Yokluğunda üşüdüğüm.

Ben geceyim,
Ben Ay’ım sevdiğim.
Yıldızlar içinde kördüğüm.

Erdinç Sert

Photobucket



Unutamazsın


Hayat bulur bütün çiçekler,
Aşk dolu yüreklerde.
Hepsinin yeri aynıdır duygularda.
Kardelenler,papatyalar.güller,gelincikler,
Bir bir açıverirler rüyalarda.
Sonra;
Kurak bir mevsim geliverir.yüreklere,
Menekşe gözler solar.
Boyunlarını bükerler, gelincikler,papatyalar.
Bu kurak mevsimde sel olur gözyaşları,
Yaşatmak istercesine solan gülünü....
Sonra; gülün kapılır,sürüklenir gözyaşı
sellerinin önüne.
Bulanık,çamurlu sularda kaybolurlar.
Kimileri başka yerlerde filizlenirler,
Kimilerinin boynu bükük.;
Hele o yüreğinde büyüttüğün o gül.
Gülümm..deyip koklamaya kıyamadığın.
Dikenleri batsada aldırmadığın,
Unutamazsın,dayanamazsın yokluğuna.

Photobucket




Umutsun İçimde...

Gönlümde hasretin yakar içimi.
Yüreğimde fırtına sel oldun sevdam.
Yokluğun özlemin dağlar içimi.
Hayatımda mana sen oldun sevdam

Kalbimdeki aşkın yanar kor gibi.
Bitmiyor hasretin bitmiyor sevdam.
Seninle cennet sensiz cehennem
Hayatımda başka anlamsın sevdam

Her an içimdesin her an seninle,
Yaşıyorum hasretle çileyle sevdam.
Bir başka oldum ben, seni sevince.
Hasretsin umutsun içimde sevdam.

Erdinç Sert

Photobucket


Son Gül

Sen kokladığım son gülsün
Kırçiçeğim,lalem,sümbülümsün.
Bir demet menekşe gibi
Gözlerin mavi mavi…
Gözlerime baksan
Kendini görürsüm…

Erdinç Sert