AKP'de kongre heyecanı | ||||
AKP'nin sabah saatlerinde başlayan 3'üncü Olağan Kongresi Ankara'da, ASKİ Spor Salonu'ndan yapıldı ANKA Partinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan da, kongrenin başlamasından kısa bir süre sonra salona geldi. Erdoğan, kongre salonuna girmeden önce, bahçedeki partilileri selamladı ve kısa bir konuşma yaptıktan sonra salona giriş yaptı. Salondaki konuşmasına, Pınarhisar Cezaevi'ne cezasını çekmeye giderken yaşadıklarını anlatarak başlayan Erdoğan, bu cezaevinde, Necip Fazıl Kısakürek'in 'Dua' şiirinin dizelerinin hislerine tercüman olduğunu belirtti ve Kısakürek'in dizelerini okudu. Erdoğan konuşmasının ilerleyen bölümlerinde ise Ahmet Kaya ve Said-i Nursi'nin isimlerini anarak, onlar olmadan Türkiye'nin şarkı ve kültür geleneğinin eksik kalacağını ifade etti. Erdoğan, partisinin insanlar arasından ayrımcılık yapmadığını söyledi. "BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ" AK Parti 3. Olağan Kongresi'nin yapıldığı spor salonunda, kongre konsepti olarak belirlenen 'Biz Birlikte Türkiye'yiz' sloganın yazıldığı afişlerle donatıldı. ASKİ Spor Salonu'nun dış cephesi de bu konsepte uygun bir şekilde düzenlenirken, salon da beyaz ve mavi renklerle süslendi. Salonda 'Daima birlikte, daima ileri', 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın', 'Seninleyiz her zaman Recep Tayyip Erdoğan' pankartları yer aldı. Ak Parti 3. Olağan Kongresi’nde kürsüye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partililere seslendi. Erdoğan şunları söyledi:
Tarih 26 Mart 1999, günlerden Cuma Pınarhisar Cezaevi’ne doğru yola çıkarken Üsküdar’dan evimin önünde toplanmış vatandaşlarıma seslendim: bu bir veda değil. İnşallah bitmeyen şarkının besteleri içindeki bir estir bir duraktır dedim. İnanıyorim ki esten sonraki notalar aydınlık yarınların Türkiye’sine, barışa kardeşliğe giden yolda sizin bu sevginizle bütünleşerek devam edecektir dedim. Umudumu bir an olsun kaybetmedim. Bir an bile başımı öne eğmedim. Cezaevinde merhum Necip Fazıl kısakürek’in dizeleri hislerime tercüman oldu: Dua eller karıncalanmış yıldızlar avuçta gök parçalanmış gözyaşı bir tarla hep yoncalanmış. İplik ki incecik böler boşluğu ana rahmi zahir şu bizim koğuş karanlığında nur yeniden koğuş. Sesler duymaktayım sen bir devsin yükü ağırdır devin kalk ayağa dimdik doğrul ve sevin. Mehmedim sevinin başlar yüksekte. Ölsek de sevinin eve dönsek de yarın elbet bizim. Elbet bizimdir. Gün doğmuş gün batmış evet bizimdir. Üsküdar’da söylediğimiz gibi o gün bu şarkı burada bitmez ve o şarkı orada bitmedi. İstanbul’da yükselen o şarkı milyonrlarca insanın söylediği özgürlük marşına dönüştü, bütün Türkiye’yi sardı. O şarkı yürekleri birleştirdi, bugün burada devleşen, abideleşen coşku, heyecan, aşk, sevda oldu. Ben işte o şarkıyı bizimle birlikte söyleyen herkesi selamlıyorum. Türkiye’nin 81 vilayetini buradan selamlıyorum. Bugün bu salonda Anadolu var, Trakya var, Türkiye’nin 7 bölgesi var. Karadeniz’in coşkusu, Akdeniz’in sıcaklığı, Yeşilırmak’ın Sakarya’nın, Dicmle’nin, Fırat’ın, Seyhan’ın, Ceyhan’ın, Meriç’in, Menderes’in, Gedriz’in çağıltısı var. Türkiye’nin tüm sesleri bu salonda... BU PARTİYE HUKUKU ÇİĞNEYEN ÇETELER SİRAYET EDEMEZ Biz birlikte Türkiye’yiz. Ak Parti milletin partisidir. 14 Ağustos 2001’de bizzat milletin kurduğu bir partidir. Bu parti milletin rotasından başka rota tanımadı bundan sonra da tanımayacak. Bu partiye toplumdan kopuk olan elitler yön veremez. Millete küçümseyerek bakan seçkinler rota çizemez. Milletin hukuku çiğneyen çeteler sirayet edemez. Zira üzerimizdeki yük aziz milletin yüküdür, emanet milletindir. Biz bu yükü yere düşürmedik. Bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Bugüne kadar dik durduk, boynumuzu bükmedik, Ak Parti’nin aklığına asla ve asla gölge düşürmedik. 3 Kasım 2002 bu ülke için bir milat olmuştur. Siyaset, ve yönetim anlayışı köklü şekilde değişmiştir. Millet iradesinin seçim dışında değiştirebileceğine inananlar artık karşılarında milleti bulurlar milleti... hükümetin politikalarının mafya ile çetelerle kirli ellerle şekilleneceğine inananlar karşılarında hukuku, milleti, Ak Parti iktidarını bulurlar. İstiklal Marşının şairi söyüyor ya bu yol ki hak yoludur dönme bilmez yürürüz.’ Ak Parti Türkiye’yi Atatürk’ün belirlediği mufasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya adaydır. Taviz vermeden, ülykemizi, milletimizi ve devletimizi yüceltmeye devam edecektir. MİLLETE HİZMETKAR OLMAYAN GELDİK Türkiye’de bugüne kadar partiler 2-3 yıl gibi çok kısa süreler içinde yıprandı. Yozlaşma ve yolsuzluk batağında çırpınır hale geldi. Siyasetin amacını iktidara gelerek, kişiler ihtiraslara esir olmaktan kurtulamadılar. Ak parti yola çıkarken şunu söyledi: Biz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz dedik. Siyaset de insanın huzur ve mutluluğu refah ve esenliği için yapılmalı diyerek siyasetin amacını yeniden belirledik. Biz ilkleri başardık ülkemizde...Adaletin tam anlamıyla tesis edilmesi, her bireyin temel hak ve özgürlüklere kavuşması oldu. Ahlaki amacı değerleri olmayan bir siyaset bizim kitabımızda yer bulamaz. Devlet millet kaynaşmasını yeniden tesis ettik. Devletin kurumlarına güveni tazelemek önemli hedeflerimiz arasında yer aldı. Ak Parti’den yozlaşma bekleyenler beyhude beklerler. Yıpranma, yorgunluk, yılgınlık, heyecansızlık, durgunluk bekleyenler beyhude beklerler. 7 yıl boyunca türlü iftiralara, asılsız ithamlara maruz kaldık her birini alnımızın akıyla aşmayı başardık. Bize tuzak kuranlar kurdukları tuzaklara kendileri düştüler. Alışılmışları tersine çevirdik. Kimliğinden, felsefesinden, ideallerinden asla kopmadan, Türk milletinin menfaatlerini korumaktan asla vazgeçmeden iktidarda nasıl büyüneceğini nasıl ayakta kalınacağını gösterdik. Bir değil 4 seçimden alnımızın akıyla çıktık. MİLLETE HİZMET ETMENİN ÖTESİNDE NİYETİ OLANLAR BİZİMLE YOLLARINI AYIRSIN Bizim yolumuz uzun, ırak. Bizim yolumuz meşakkatli, bizim yolumuz zahmetli. Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece. Bu zorlu yolu sabırla, dirayetle, heyecanla milletimizle el ele yürüyeceğiz, yürümeye devam edeceğiz. Bu partiden, bu hareketten farklı beklentileri olan varsa kusura bakmasınlar onlar bizimle yollarını ayırsınlar. Heyecanını, coşkusunu hizmet etme sevdasını yitirenler varsa onlar kenara çekilsinler. Kendisini yorulmuş hissedenler varsa biraz mola versinler. Biz 7 yıl milletin huzuruna alnımız ak şekilde çıktık. Biz milletimizle kucaklaşmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim gücümüz oradan geliyor. Geçen hafta BM 64. Genel Kurulu ve G20 zirvesine katılmak üzere ABD’ye gittik. 6 günde tam 32 ülke lideriyle birebir görüşme yaptım. Hemen her hafta birkaç ülke temsilcilerini ülkemizde ağırlıyoruz. Her an diplomasi trafiği içerisindeyiz. Suriye-İsrail görüşmelerini, İran’ı, Irak’ı, Balkanlar’ı, Filistin’i, nükleer silahsızlanmayı, su sorunlarını, gıda sorunlarını, yoksulluğu, Kıbrıs’ı, AB üyeliği yolculuğunu konuşuyoruz. Bizi uçaktan inmemekle suçlayanlar Türk dış politikasına artık yoğun gündemine vakıf olamayacak kadar sürecin gerisinde kalmış durumdalar. Ben 81 vilayetin 81’ine de en az 3 kere gittim. Bazı illere en az 30 kez gitmişliğim var. İlçe, ilçe hatta köy köy geziyor, eserlerimizi teftiş ediyor, toplu atışlara da gidiyorum, vatandaşın derdini dinliyorum. Ama dikkat edin biz temel atma törenine değil, açılışa gidiyoruz. Ülke ülke dolaşıp Kıbrıs’ı, AB üyeliğini anlatıyorum. Başka ülkelerdeki vatandaşım karşısında TC Başbakanını karşyısında görmekten büyük mutluluk duyuyor. Yalnız olmadığını hissediyor. Buraya gelen halimizi hatrımızı soran ilk başbakan sizsiniz diyorlar. Üzülerek ifade etmek durumdayım: 81 ilimiz içinde 10-20 yıl sonra ilk kez bir başbakan şehrimizi ziyaret ediyor diyen vatandaşımız oldu. Uçak meselelerini diline dolayanlar Ankara’dan neden çıkmadıklarının, neden çıkamadıklarının muhasebesini yapsınlar. BİZ DE DİYARBAKIR’LA GURUR DUYUYORUZ Sivas’ın ötesinde ancak bir kaç ile gidip miting yapabildiler seçim döneminde. O da bizim teşviklerimizle... (Diyarbakır seninle gurur duyuyor...) Biz de Diyarbakır’la gurur duyuyoruz. 81 ilin hepsinden gruru duyuyoruz... Bizim devlet geleneğimiz var, zengin kültürümüz var, ortak coğrafyamız var. Türkiye’nın dış politikası bekle gör politikası olamaz. Oradan oraya savrulan bir ülke olmasını kimse beklemesin. Türkiye haksızlızlık karşısında susan bir ülke olmayacaktır. DIŞLAYAN DEĞİL KUCAKLAYAN TÜRKİYE Bugün Türkiye bambaşka bir yerde duruyor. Soğuk savaşın refleksleriyle değil tarihi bir misyonla hareket ettik. Türkiye bugün gündem belirleyen, gündeme ağırlığını koyan güçclü, itibarlı, saygın bir ülke konumuna yükselmiştir. Etrafımızda huzur, istikrar ve refah kuşağı oluşturuyoruz. Küreselleşyme sayesinde dünyamızın sorunları içiçe geçmiş. Eski duvarlar yerini 21. yy’ın yeni gerçeklerine bırakmıştır. Ak Parti’nin ulusal, bölgesel ve küresel vizyonunu iyte bu bakış açısı belirliyor. Amacımız tek. Türkiye’yi dünyada hakettiği yere taşımak. Bu yüzden ‘Sen Türkiyesin büyük düşün’ dedik. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun her yönüyle büyük ve güçlü Türkiye dedik. Büyük Türkiye’de merak etmeyin herkese yer var dedik. Büyük Türkiye herkesi kucaklar. Dışlayan değil, kucaklayan, empoze eden değil empati yapan ülkedir. NATO ülkesi olan Türkiye bölgesinde istikrarın kaynağı yapan ülke... Pek çok girişime öncelik yapıyor. 21. yy’da yeni bir dünya kurulurken küresel siyasete katkı veren, yönünü tayin etmeye destek veren bir ülke haline gelmiştir Türkiye... Çünkü Türkiye’nin dünyaya söyleyecek sözü var. Çünkü biz konuşmaya yeni başladık. Çünkü bizim anlatacak bir rüyamız, bir hayalimiz var. Çünkü biz adaleti,. Eşitliği, hakkaniyeti, paylaşmayı, saygıyı evrensel ilkeler olarak görüyoruz. Hiçbir milleti ayırmadan herkese eşit davranılmasını istiyoruz. GAZZE’DEKİ KATLİAMA KÖR DEĞİLİZ Dünya Gazze’deki katliama karşı kör, sağır, dilsiz kesilirken biz her platformda mertçe, dürüstçe, kararlılıkla karşı çıktık. Bugün de Gazze’ye verilen sözlerin tutulması için takipçiyiz. Gazze halkının yaraları sarılmadı. Şu anda Gazze’ye inşaat malzemelerinin girişine bile izin verilmiyor. Bu mu insanlık. Utanmasalar ilacın ve gıdanın girişine bile izin verilmeyecek. İsrail’in istikrar talebi kadar Filistin hpalkının özgürlük ve barış talebi de meşrudur ve dikkate alınmalıdır. Filistin sorununun çözümü ancak herkese adil ve eşit olarak muamele edilmesiyle olacaktır. SADECE İRAN’IN DEĞİL İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAHLARINI DA KONUŞALIM Nükleer silah konusunda da her ülkeyi eşit ve adil davranmaya çağırıyoruz. Egemen ülkelerin her ülkeye eşit mesafede olmalarını istiyoruz. Elbette İran’ın nükleer programını tartışalım ancak gelin İsrail’in elindeki nükleer silahları konuşalım. Gazze’ye atılan kitle imha silahı fosfor bombalarını da konuşalım. Aksi halde kamu vicdanı yara alacaktır, adalete güven azalacaktır. Türkiye işte bu amaçla her alanda ölçek büyütüyor. Onlarca uluslararası toplantıya, zirveye, çalıştaya, sergiye evsahipliği yapıyor. KIBRIS’TA KİMSE TÜRKİYE’YE YENİ TALEPLERLE GELMESİN Çözümsüzlüğü çözüm olarak gören anlayış ömrünü tamamladı. Bakın Kıbrıs’ta çözümü arayan hep Türkiye tarafı oldu. Çözüm adadaki iki tarafın eşitliğine ve iki devletin varlığı zeminine dayanacaktır. Eğer bunlar gözönüne alınmazsa bizden kimse anlayış beklemesin kimse de Türkiye’ye yeni taleplerle gelmesin. Kıbrıs Türk’ü Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Kıbrıs Türkü’nün barış ve esenliğinin en büyük teminatı Türkiye olacaktır. Kıbrıs’ı satıyorlar diyenler ithamlarının altında kaldı. Şimdi size soruyorum Kıbrıs satıldı mı? Kıbrıs dün mü daha iyi şartlardaydı bugün mü? İşte rakamlar... 1997-2002 arası ülkemizden yıllık 210 milyar dolar ortalama yardım gerçekleştirilmiştir. 2002’de 323 milyar dolar. 2003/2009 arası ortalama 523 milyon dolara yükselttik. 2009’daki miktar tam 815 milyon dolar oldu. KKTC ekonomisindeki gelişmenin sürekli ve kalıcı olabilmesi amacıyla eğitim ve turizm alanında teşvikler yapılmıştır. Turizm sektöründe 7 yıl içerisinde 20 bin yatak kapasitesi oluşturulmuştur. Türk askerini çekin diyenler çok oldu. Biz bir tek Türk askerini çekmedik. Annan planında masaya oturduk. Onlar uyarsa şartlara biz de uyarız dedik. Artık el pençe divan duran bir iktidar yok Türkiye’de. Şimdi Annan Planındaki adıyla katılıyor yabancı zirvelere... KKTC’ye suyun altından suyu gönderiyoruz, proje bitti. İnşallah enerji de göndereceğiz. KKTC'nin yurtdışındaki temsilcilik sayısı 14'e çıktı. CEM KARACA, AHMET KAYA, SAİDİ NURSİ’SİZ TÜRKİYE EKSİK KALIR Çok anlamlı bir slogan belirledik. Bütün yüreğimizle tüm türkiye ve dünyaya sesleniyor ve diyoruz ki; Biz birlikte Türkiye’yiz. Bu toprdakları hep birlikte vatan kıldık, hep birlikte bir millet olduk. Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da bu toprakları Biz şehitlerimizle Türkiye’yiz, gazilerimizle Türkiye’yiz. Biz türkülerimiz, halayımız, horonumuzla, ortak geçmişimizle, ortak ideallerimizle ve ortak geçmeşimliz, geleceğimizle Türkiye’yiz. 72 milyon vatandaşımın her biri bu ülkenin asli unsurudur. Her biri bu ülkenin birinci sınıf vatandayıdır. Bunu tüm samimiyetimle bütün ifade ediyorum. Bu ülkenin tarihinde Yesevi’yi Pir Sultan’ı çıkartmaya kalkarsanız, onları grömezden gelirseniz, yok sayarsanız bu ülke öksüz kalır, yetim, köksüz ve dayanaksız kalır. Yunus Emre’siz bir Türkiye dilsiz kalır, Mevlana’sız bir ülke ruhsuz kalır. Sebahat Akkiraz’ı dinlemeyen Türkiye türküsüz kalır. Patyos efendinin betlereni yarım kalır. Cem Karaca bu ülkenin hasretini çektiği kadar, bu ülke de Cem Karacan’ın hasretini çekti. , Hoşçakalan iki gözüm diyen Ahmet Kaya’ya vefa göstermeyen Türkiye’nin şarkıları eksik kalır. Nasıl Mehmet Akif’siz bir Türkiye tahayyül edilemezse, onun o ruh dünyasındaki anlayış bizim için ne denli saygınsa, bizler bütün edebiyat dünyamızdan gelen geçenlere aynı saygıyı duymalıyız. Onun için Nazım Hikmet’siz bir Türkiye de eksik sayılır. Seversiniz, sevmezsiniz, görüşlerini kabul edersiniz etmezsiniz Ama Ahmet Hani’siz, Bitlisli Saidi Nursisiz bir Türkiye’nin maneviyatı noksan kalır. BU TOPRAKLARDA KİMSENİN BİR BAŞKASINI HOR GÖRMEYE HAKKI YOK Biz Türkiye’yiz bunu böyle bilmeliyiz. AK Parti’yi bir Türkiye partisi yapan bu kucaklayıcı tavırdır. Mevlana’ya kulak verdik, Hacvı Bektaşi Veli’ye kulak verdik. Pir sultan Abdal’a kulak verdik gelin canlar bir olalım dedik. Yunus’a kulak verdik gelin tanış olalım dedik. Kimseyi Sunni olduğu için değil, Alevi olduğu için Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Roman, Rum, Ermeni olduğu için herkesi insan olduğu için sevdik. Biz bu terbiyeyi, adabı yaradılanı severiz yaradandan ötürü diyen Yunus’tan aldık. Biz bu terbiyeyi Çanakkale’de dahi düşmanına kahve içmeye davet etmiş şehitlerimizden; gazilerimizden aldık. Bu topraklarda kimsenin bir başkasını ötekileştirmeye; hor görmeye hakkı olamaz. Bu topraklarda hoşgörülmeyen ylegane şey hoşgörüsüzlüktür. Biz binlerce yıldan bu yana bu topraklarda yankılanan sese kulak veriyor, kardeşlik ruhunu benimsiyoruz. BÖLGESEL AYRIMCILIK YAPMADIK YAPMAYACAĞIZ Bölgesel ayrımcılık yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız. Bütünleşmiş, birleşmiş, kaynaşmışy bir Türkiye istüiyoruz. Bunu başarmak bizim elimizde. İktidarıyla, muhalefetiyle, anayasal sistemimizle, bilim adamlarımız, sanatçılarımız, akademisyenlerimiz, sivil toplumumuzla bizim elimizde... GELİN BERABER ÇÖZELİM Bu sorunlar var mı ülkemizde, bu sorun alanları var mı ülkemizde? Sorunları çözmek için ne bekliyorsunuz? İktidarı bekliyorsanız eğer bu millet sizi iktidara getirmez ben öyle görüyorum. Gelin bu sorun alanlarınhı beraber çözelim. Gelin üzümü beraber yiyelim. Ama derdiniz sizin bağcıyı dövmekse benim milletim size bağcıyı dövdürmez. Onun için durmak yok, yola devam diyoruz. HER BİR VATANDAŞIMIN MESELESİ BENİM MESELEMDİR Bu ülkenin doğusu da batısı da Ak Parti’ye inanıyor. Milli birlik, demlokratik açılım diyoruz. Kürt kardeşimin meselesi de benim meselemdir. Laz, Boşnak, Arnavut kardeşimin meselesi de benim meselemdir. Her bir vatandaşımın meselesi benim meselemdir. Türkiye’yi zihinlerinde siyasetlerinde bölenler b.izi, Türkiye’yi itham etmekle bir yere varamazlar. 30 yıldır bu ülkenin ne batısında ne doğusunda annelerin feryadı duyulmadı. Mesele bu: büyüttüm besledim asker eyledim gitti de gelmedi canan. Mesele bu türkünün, ağıdın, yanlışın çözümünü bulmak. O yüzden meydanlarda hamasetle olmuyor. Gel ne biliyorsan beraber ortadan çıkaralım. Bildiğimizi dayatalım demiyoruz, gel beraber yapalım diyoruz. Onun içinde İçişleri Bakınımızın koordinasyonunda çalmıştık, çalışıyoruz. Herkes çözümü devletten, siyasetten bekliyorsa buna duyarsız kalmak akıl karı mıdır? Böyle bir yaklaşım demokrasiden başka, siyasetten başka, hukuktan başka annelerin acılarına seyirci kalmak değilmidir. Soruyorum sana... MUHAFELETE: TÜRKİYE’Yİ ASIL BÖLEN SİZSİNİZ! Son derece halis duygularla, samimi duygularla yola çıktık. Bir hesabi olanlar var, iki hasbi olanlar var. Hesabı olanları millet hesaba çekecektir. Ama hasbi olanlar ı da benim milletim her zamanki gibi mükafatlanacaktır. Annelerin gözylaşını, babaların acısını bitirmekten başka amacımız yok. Kimse Ak Parti’ye ülkeyi bölmüş olurlar. Bunu yapanlar en ağır güftaniyi yapmış olurlar daha ağırını söyleyemiyorum. Bu ülkeyi karış karış gezeceksin, vatandaşınla kavuşacaksın ve sen bölücü olacaksın. Bilirmisin, tanırmısın oraları, kaç kere gittin. Derdin nedir sordun mu? yok yok. Ama utanmadan sıkılmadan diyeceksin ki Türkiye’yi bölmüyorsun. Türkiye’yi asıl bölen sizsiniz, t ta kendisisiniz. Ama biz Türküyle, kürdüyle, romanıyla, istisnasız bütün vatanhdaşlarımı aynı şyekilde kucaklıyor ve seviyorum. Ayırmak yok! Ama ne dedim unutmayın etnik kimlikler alt kimliktir. Bir de beiziem üst kimliğimiz var Türk milleti... biz böyle yürüyoruz, öyle yürüyeceğiz. Öyle mi Diyarbakırlı bacım, Diyarbakırlı bacılarımıza bunları böyle anlatıyorsunuz değil mi? Zılgıt o zaman zengilşir, bunları kapı kapı anlatkacağız. CHP’DEN YAZILI DAVET İSTEYECEĞİM İlk önce mecliste milletvekillerimizle görüyeceğiz sonra bütün Türkiye7yi dolaşacağız. Şu anda havuzda birşeyler birikti. Bu kongrdene sonra MHP kararını açıkladığı için gerek yok, CHP yazılı cevap vermediği için ben bir yazılı davet isteyeceğim verirler veya vermezler. Verirlerse gidip konuşacağım ve konuştuktan sonra ona göre yolumuza devam edeceğiz. Bizim tek derdimiz barışın, özgürlüğün marka olduğu bir ülke yapmak. FUTBOLU DAHİ TAHRİKLERİNE ALET EDİYORLAR İftira, slogan atarak açılımı baltalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Cenaze törenlerinden futbol tribünlerine kadar neler yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Bu provakasyonları kimler ne için yapıyor biliyoruz. Futbolu dahi tahriklerine alet edecek kadar ileri gittiler. Bunların yaşandığı şu sahalarda atılacak her gol bizi küme düşürecektir, ama gelin tahriklere kapılmayın kardeşlik adına birlik ve beraberliğimiz adına gol atalım. Cenazelerimizde bizim slogan atılmaz, tekbir dahi getirilmez bunları biz işin ehillerinden öğrendik. Onlar bakıyorsunuz kendilerine has işaretleri ve sloganlarıyla orada duruyorlar. Maalesef cenaze namazı da kılmaz bunlar. Bırak slogan atmayı, şehide saygın varsa gerekeni yap. Bütün bu yaşanan olumsuzlukları biz sabırla karşılamaya devam ediyoruz. AÇILIMIN ÖNCELİKLİ SORUNU TERÖR Zorlu bir dönemdeyiz, sabır isteyen bir değişim sürecindeyiz. Terör piyasasından nemalananların oyunlarını hep birlikte bozacağız. Açılımın içinde öncelikle terör sorunu var. Azınlık, işsizlik, ülkelerle olan sorunlar var. İnanç gruplarına ait sorunlarımız var hepsi bu açılımın içinde... Kışkırtmalara, tahriklere, galeyana prim vermeyin: bizim yolumuz barış, kardeşlik yoludur. Biz bu kardeşlik sürecini Allah’ın izniyle sona erdireceğiz. Türkiye’miz kazanacak, vatan toprağının her bir karışı kazanacak. Bizim samimiyetimizi sorgulayanların, cemazi evvellerini sizler de biliyorsunuz. Ben onların bu vatan için ne yapmadıklarını anlatacak değilim. Bizim bu ülke için ürettiklerimiz herşeyi net bir şekilde ortaya koyuyor. İyte TRT Şeş, TRT Türk, TRT Avaz, şimdi Ortadoğu ve Arap dünyasına seslenen kanal yayına başlıyor. |
3 Ekim 2009 Cumartesi
CEM KARACA, AHMET KAYA, SAİDİ NURSİ’SİZ TÜRKİYE EKSİK KALIR
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.