1 Ekim 2009 Perşembe

Yeterrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr

''Ne Mutlu Türküm diyene''ye bile karıştılar!


2009-10-01 08:34:40



Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiye'de 'azınlıklar' ile ilgili yayımladığı raporunda öğrenci andındaki Atatürk'e ait "Ne Mutlu Türk'üm diyene" sözünü eleştirdi ve bununla "etnik ayrımcılık" yapıldığını öne sürdü. Hammerberg'in, 28 Haziran-3 Temmuz arası Türkiye'de yaptığı görüşmeler sonrası yazılan rapordaki bu eleştiri, Türkiye'nin tepkisine yol açtı.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Hammarberg raporunda ayrıca, Türkiye'de 'azınlık'ların sadece Lozan Antlaşması uyarınca gayri Müslümlerle sınırlanmasını da eleştirerek Kürt, Süryani, Laz veya Alevilerin de bu tanımlama içerisine girmesi gerektiğini savundu.

İşte Hürriyet gazetesinde yayımlanan Zeynel Lüle imzalı haberin ayrıntıları...

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg, Türkiyedeki azınlıklar ile ilgili raporunda okullarda öğrencilerin söylediği Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü eleştirdi.

Raporda, bununla etnik ayrımcılık yapıldığı öne sürüldü. Türk Hükümeti ise verdiği yanıtta Türk kelimesi bir etnik, dil veya dini kökene dayanmıyor, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ediyor dedi.

AVRUPA Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Türkiyede azınlıklar ile ilgili yayınladığı raporunda okullarda öğrencilerin söylediği Ne Mutlu Türküm diyene sözünü eleştirdi ve bununla etnik ayrımcılık yapıldığını öne sürdü. Hammerbergin, 28 Haziran-3 Temmuz arası Türkiyede yaptığı görüşmeler sonrası yazılan rapordaki bu eleştiri, hükümetin tepkisine yol açtı.

"Bir etnik köken yüceltiliyor"

Bugün yayınlanan raporunda Hammerberg, Türkiyedeki okullarda Türkün ve Türk olmaktan gurur duyuyorum gibi çeşitli antların her gün öğrencilere söyletildiğini ve bu sözlerin Ne Mutlu Türkün diyene sözüyle tamamlandığını belirterek bunun bir etnik kökeni yücelttiğini öne sürdü.

Türkiyede 12-15 milyon arasında Kürt kökenlinin bulunduğunu, 3 milyona yakın Roman, 3 milyon Kafkas, 1 milyona yakın Laz bulunduğunu belirterek, bunun Türkiye tarafından bir zenginlik olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Azınlığın tanımı genişlesin"

Türkiyede azınlık tanımının, Lozan Anlaşmasına dayanarak sadece Rum, Ermeni ve Yahudiler için yapıldığını belirten İnsan Hakları Komiseri Hammerberg, Azınlık tanımının Avrupadaki tanımına uyarlanması, ancak Anayasa değişikliği ile mümkün. Bu değişiklik mutlaka yapılmalı dedi.

Hammerberg, üniversitelerde Kürtçe eğitmen yetiştirilmesi için özel bölümler açılmasını, Alevilerin haklarının verilmesini, Heybeliada Ruhban okulunun açılmasını ve Vakıflar Yasasının gayrimüslümlerin mülklerinin iadesine uygun hale getirilmesini talep etti.

Hükümetin yanıtı: "Etnik ayrımcılık değil"

Türk Hükümetinin verdiği verdiği 11 sayfalık cevabi raporda ise Hammerbergin Ne Mutlu Türkün diyene sözünün etnik ayrımcılık olarak ifade edilmesine eleştiri getirildi. Hükümet cevabında, özdeyişin bir etnik grubu yüceltmek için değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların ülke toprağına bağlılığını ifade ettiği belirtildi. Türk kelimesinin bir etnik, dil veya din kökene dayanmadığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade ettiği kaydedildi. Hükümet ayrıca azınlık tanımının Lozan Antlaşması ile belirlendiği de vurgulandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.