Sevmek çok güzel doğanın varlıklarını sevmek.Güneşinin doğuşunu ,batışını,ay ışığını ,kuşlarını böceklerini,denizlerini ,çimenlerini,balıklarını,ağaçlarını daha doğrusu doğanın herşeyini sevmek çok güzel...
Çok güzel sevmek anneleri,babaları,kardeşleri,ablaları,teyzeleri..çocukları..Sevmek başlıbaşına herşeyiyle sevmek yaşamı,sevmek hayatı.
Ancak hiçbirisi sizi çeken,ellerinizi tuttuğunuzda içinizi titreten,öptüğünüzde başınızı döndüren aşık olduğunuz kişiyi sevmek kadar güzel değil...
..Belki de bunun için dünya bir tek sevgili için duruyor,dönüyor...
Başka bir şey o kelimelerle ifade edemediğiniz.Böyle içiniz ağrır ,hiç bir kötü düşünce aklınıza hayalinize gelmez olur, onunla zaman durur ,onunla zaman çok çabuk geçer. Hiç bir özlem size gerçek özlemi anlatamaz sevgilinizden ayrı kalmadığınız vakit.Eğer yok ise masal gelir anlatılanlar.''Bu ne diyor?'' dersiniz'' ne anlıyor bütün gün bahsetmekten düşünmekten.''Ta ki hayatınızın insanını bulduğunuzu düşünene kadar.Kitaplar okunmaz olur bilirmisiniz iki sayfalıktır bütün kitaplar okumaya başlarsınız ikinci sayfada sevgilinin yüzü düşmeye başlar sayfalara.Dinlediğiniz hikayelerdeki kahramanlara benzetmeye başlarsınız kendiniz evlilik teklifleri size gelmiş gibi sevindirir,sanki kız sizi öpmektedir,ayrılıklarda sevgiliniz gitmiştir ne çok anlarsınız o zaman düştükleri hallerin ne kadar acı verici olduğunu...
Ben seni ve kendimi en güzel kitapların bütün kişiliklerini tamamlamış ,dünyayı köşesinden sıyırmış,birbirinden kopamayan kahramanlarında görüyorum.Seninle kavuşanım her zaman,seni sevmekten hiç vazgeçmeyen en sevgi dolu kadın'ım.Her zaman seni en iyi anlayan o kendin beğenmiş o kibirli,o herşeyi elde edebileceğini sanan ukalalardan çok uzaklardayım.Bir külkedisi masalında da oynamadım hiçbir zaman.En güzel ,en büyük ,en doğal aşkların kitaplarındayız...
Fakat yine de biz de hepsinden farklı birşey var....Onlarda olmayan birşey...
Biz henüz yazılmamışlardayız..
Bazen hiç aşık olmamış ,aşk'ı tanımamış entellektüel ve çok çocuktan bir adamsın.Şehir yaşamının pejmürdeliğinde mutsuzluğu yudumlayan bir yaşamın pençesinde kıvranmaktasın.Ellerin kalem tutuyor biraz hani mürekkepte yalamışsın.Bütün yolların çıkmazında öylesi vurdumduymaz tavırlarınla yaşarken kaderini, birden karşına çıkıyorum sanki değişiyorsun.Hiç hissetmediğin duygular kaplamış benliğini.Bir gece vakti,içindeki çocuğun eline kağıt kalem tutuşturduğunda Kendine bile itiraf edemediğin duygularını şöyle döküyorsun ;
''O bambaşka,o bambaşka ondan vazgeçemiyorum beni en iyi o anlıyor.Neden bilemiyorum.
O soysuz bir yaşama sahne olan dünyanın üzerinde yaşayıp giderken kendi halimde bütün asaleti ile yanıma yaklaştı bir gün ve o gün bugün sanki dünyayı ben yarattım.O bana Tanrı gibi hissettiren tek kadın.İlk gördüğüm günden beri O'ndan kopamıyorum.
Tarihin idealist ,farklı güçlü kadınlarına çok benziyor. O'nunla o tozlu sayfalarda buluyorum kendimi ,ancak onları dikkatli incelediğim zaman genellikle büyük bir sahtekarlığın üzerine inşa edilen oyunlarla elde edilen bir erkeğin zavallılığını özümsüyorum.Aşık erkek, idealist bir kadın ve çeşitli aşk oyunları ile kurban durumuna düşen duygular..Ve böyle kadınların gönüllerini eğleyen kıyıda köşede gizli saklı diğer erkeklerin perçinlediği kurban olmuş aşk.Bazıları aşk'ı hiç düşünmeden türlü oyunlarına alet edebiliyorlar.Ah! kadınlar gerçekten çok şeytanlar hele idealist olurlarsa.O bana kimi zaman Kanuni olduğumu hissettiriyor ancak Hürrem'e hiç benzemiyor.O'na kendimi hiç düşünmeden,korkmadan emanet edebiliyorum sanki beni benden iyi tanıyor kimi zaman Emilie de Chatelet.. evet ,evet O'na benzetiyorum bazen seviyorum çünkü onda bütün bunları yapabilecek zeka var ancak öylesine güzel seviyor ki beni..O muhteşem bir kadındı ama daha çok çocuk yaşlarda karşıma çıkan Beatrice gibi ve bazen de Andromeda .O'nda hepsinden farklı birşey var çözemiyorum. Üstelik çok güzel ,güzelliğinin yanında yüzüne vuran bir masumiyet var,güldüğü zaman içim eriyor.O'nu düşündüğüm zaman içim eriyor.O'nda yakıp kavuran bir sevgi'nin,bir çekimin gerçekliğini hissedebiliyorum.Buna alışkın değilim o başımı döndürüyor.Bir gün bir söz ettiğinde şaşırmıştım.''Sen deki ben'i değil,sendeki sen'i seviyorum.''Tanrı'm ,O çok farklı ...Çok doğal ,beni sevmeyi çok iyi biliyor.O'nda ne kadar yaklaşırsam dokunamayacağımı düşündüğüm beni sürekli heyecanlandıran bir gizem var.Ne kadar uzaklaşırsam gözlerimi o kadar alan bir ışığa sahip.O'nun kadınlığı,O'nun kolları fırtınaların içerisinde geçen dakikalarımın,bütün bir gün kent yaşamının dağ soğuklarında geçirdiğim saatlerin ,iş yaşantısının içerisindeki koşuşturmaların,emirlerin,amirlerin,izlediğim felaket haberlerinin,caddenin kalabalık oluşunun,gürültünün yani kısacası karanlığın içerisinde yüzüme,avuçlarıma doğan bir sabah güneşi gibi.O'nunla çekinmeden herşeyimi paylaşabiliyorum.O'nunla çekinmeden odama kapanabiliyorum.Telefonlarımı kapatmak ihtiyacı hissetmiyorum.Onunla özgürüm,hiç kimse ile olmadığı kadar özgürüm.Biliyormusun O'nu tanıdığımdan beri diğerleri ile vaktimin ne kadar boşa geçtiğini anladım.Oysa acılarla büyüdüğümü düşünürdüm bu sadece doğru kişiyi bulamamanın ve bu piyasa kişisel gelişimcilerin verdiği teselliye onlardan çok değer verişim ve bir kandırmacaymış.Doğru kişiyi bulduğunda ve onun doğru kişi olursun dost'um bu eğlencelerin hiçbirisine de ihtiyacın kalmaz.O herşeyden önce en iyi arkadaşım.O'nun öfkesini de seviyorum ,öfkesinde bile uzaktan izlenebilecek bir yanardağ şaheseri var.Hatırlıyormusun geçen sene bu zamanları ruhum daralıyor ve kadınlardan iyice uzaklaşmaya başladığımı hepsinin aynı olduğunu düşünürken bir yandan da kendime olan güvenimi yitirmek üzereydim...Mesele 'de bu hepsi aynı tıpkı bana dediği gibi;
''Benim sevgi'mle diğerlerinin sevgisi aynı değil,çünkü diğerleri ile aynı değilim ve sen de öylesin seni herkes sevebilir hayatım ve beni de herkes sevebilir ancak ben de sen de diğerleri ile aynı olmayanı sevmek aynı olmayan tarafından sevilmek için dizayn edildik.Biliyor musun ben aldatılmam çünkü,çünkü beni aldatabilirsin !Seninle evrenin gelmiş geçmiş en büyük tutkusunu yaşamak istiyorum öğrenmek ve öğretmek ve bu ise sınırların ötesinde ölümsüz bir aşk.Tanrı'ları yok etmeye cüret edebilecek kadar günahkâr,Tanrı'ya yaklaştıracak kadar aşk'tar.Bizim aşk'ımızın hiç kimseninkine benzemek gibi bir lüksü yoktu. Namuslu kokot tarzı bir kevaşe aşk anlayışı ile parçalamak isteseydim seni.... ve sen de beni..Biz de büyük bir sevgi gücü var..Farklı olduğunu iddia ediyorsan tavrının aynı olması lüksüne çizgi çekmişsin demektir.Bazıları çizginin dışında doğar.''
O'nun ellerinin tuttuğumu düşündüğümde dahi başım dönüyor.Diğerlerinden bir süre sonra nasıl kaçacağımı düşünürken,O'nunla daha çok vakit geçirebilmenin çarelerini arıyorum.Buna inanamıyorum.Bundan mutlu olabileceğime inanamıyorum.Bana hayat veriyor.Meğer ne ölüymüşüm ben!O'na, özgür kaldıkça zincirlendim ve bu beni özgür kılıyor...Heyy ben güneşi buldum ufaklık sana bol şans.''
Ve ,çekmeceleri karıştırırken bu mektubu bulduğumda ağlıyorum,mutluluktan ağlıyorum.
''Ben senin dediğin gibiyim , senin güneş'in.Hiç batmayacak güneş'in .Ellerim güneş ışıkların senin için açılmaya hazır tırnaklarımla,seni okşamaya hazır tavırlarımla,yüzümü yüzüne dayayıp mırıldanmalarımla,hiç bitmeyecek ve tek kelimen ile bütün zincirleri parçalayacak aşk'ımla sana ait ve seni yücelten bir varlık....Aşk'ın doğaötesi bir başkaldırının evrensel sınırları zorlayan bir uysallığını getirdi bana.Bütün şiirleri önünde çökerten kendini yoksayan ve yeniden varlayan bu aşk'ın ellerinde sadece aşk'tan yoğurduğum bir çocuksun sen..Kendimi güvenle emanet edebildiğim tek erkek ve güneşe hayat verensin....Sevgin bana hayat veriyor...Sana, özgürleştikçe zincirlendim ve bu beni özgür kılıyor.Canım sevgili'm....''
Diye bir not ekleyip altına ,mektubu öpüyorum..
Sevmek çok güzel doğanın varlıklarını sevmek.Güneşinin doğuşunu ,batışını,ay ışığını ,kuşlarını böceklerini,denizlerini ,çimenlerini,balıklarını,ağaçlarını daha doğrusu doğanın herşeyini sevmek çok güzel...
Çok güzel sevmek anneleri,babaları,kardeşleri,ablaları,teyzeleri,çocukları...Sevmek başlıbaşına herşeyiyle sevmek yaşamı,sevmek hayatı.
Ancak hiçbirisi sizi çeken,ellerinizi tuttuğunuzda içinizi titreten,öptüğünüzde başınızı döndüren aşık olduğunuz kişiyi sevmek kadar güzel değil.
Hiç birisi seni sevmek kadar güzel değil...
17 Temmuz 2009 Cuma
Hiç birşey seni sevmek kadar güzel değil...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.