Hayal bu ya... |
Yazar CAN KARAKULAK | |
Cumartesi, 30 Mayıs 2009 | |
İşte yurdum insanının yolculuk sırasında Ankara’dan geçerken gördüğü düş kurduğu hayal… ;) Var ya… Ben bir bakan olsam… Tam o sırada bir GSM operatörüne el koyup sonrada satışa çıkartsa devlet… Kızımı yollasam kahve içmeye… Kahve içerken tesadüfen alıcılarla tanışsa… Ama tesadüfen(!)… İtalyanlar alsa o satışa çıkan GSM operatörünü… ‘’Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını’’ o an nakite çevirsem… Var ya… Ben bir bakan olsam… Vergiyi bir günlüğüne indirsem… Sonra oğlum mısır getirse… Tavuklar için ha... Tavuklar mısır yiyip bol bol yumurtlasa… Tam o sırada ‘’Kuş Gribi’’ musallat olsa tesadüfen(!) memlekete… İtlaf etsem tüm tavukları… Pastörize etse oğlum bizim çiftlikte sakladığımız yumurtaları… Var ya… O biçim para kazanırız dinime imanıma… Var ya… Ben bir bakan olsam Başka hiçbir şey istemem… Varsın kime, nereye bağlı olursa olsun… Sadece özelleştirme bana bağlı olsun… Maaş falanda istemem hani. Memleketin; en büyük, en işlek, limanını ‘’uluslar arası ticaret’’ adı altında bir Yahudi firmasına satsam… Çocuklarımın şirketi de bu firmanın güvenlik müvenlik işlerini alsa… Vergi borçlarını silsem basının ya da RTÜK başkanının fenerini söndürmesem o da basını kapatma ile yumuşatsa ve basın tek satır yazmasa, olayları halka yansıtmasa… Var ya hele bir de Başbakan olsam… Kızım memleketin zenginlerinden birinin oğluna âşık olsa… Gençler birbirini sevmiş bize söz düşmez diyerek evlendirsek onları… Maşallah damatta çok çalışkanmış canım diyerek memleketin el konulmuş konulmamış tüm yerlerini Albayrak altında onlara satsak… Oğluma koca bir gemi alıp kâğıt üzerinde ve dilde gemi-cik göstersem… Tam bunlar insanlara kötü şekilde yansıyacakken türbanı gündeme getirsem ve insanları en can alıcı yerinden fethedip sözün dorusu ile kandırıp uyutsam, gündem bir anda değişse dengeler alt üst olsa… Sonra yine iktidara gelsem daha iyi kadrolaşsam onlar üzerinden geçinsem bir de… Maaş falanda istemem ben hani yine… O biçim para kazanırım… TOKİ’ YE girerim… İstanbul’u yedi kocalı Hürmüz’e çeviririm, parsel parsel satarım her yeri ruhsat falan tanımadan… Geçmişe sünger çekip,minareler süngüm, kubbem miğferim sözünü unutup, koca metropoller haricinde küçük Anadolu ilçelerinde bile minareleri saklayacak gökdelenler diksem (modern çağa ayak uydurma adı altında ) sonra onları da kadrolaştıklarımın üzerine alsam…O biçim para kazanırım he.. İki edebi söz ile iki göstermelik icraat ile herkesin gönlünde taht kurmuş birisi olarak; Yoluma devam etsem… Milletin gevşekliğinden cesaret alıp, çıkıp biz ülkemizin en iyi pazarlamacısıyız desem… Sonra millet kan ağlasa çıkıp diklenen olsa, azarlayarak hatta analarını da karıştırıp yanımdan kovsam… Bir türlü beraber yürüyemediğimiz o millet hala padişahım çok yaşa dercesine beni savunsa… Bende durmak yok yola devam deyip coştursam onları içimden gülerek canım koyunlarım desem… Bir de Cumhur tuttursam kankamı o da yaptıklarıyla beni gölgede bıraksa… Hatta kızını verse o GSM operatörlerinde ismi geçenlere… Acayip ticaret yaparız millet de mübarekler der hem dua hem para o biçim kazanırız he… Ben bir bakan olsam var ya… Daha ne isterim? Gündemi kimlikle örtbas ederken kanunlar değiştirir, terörle mücadele eden güvenlik görevlimin canının değerini 10 YTL yaparım… Kalan parayı çoluk çocuk hayrına cebime atarım, o cebimdeki parayla Doğu’daki kardeşlerimin çocuklarına oyuncak dağıtır karşılığında aşiret ağalarından oy dilenirim sonra daha çok oy istemek için koruculuk sistemini gündeme getirir bu aşiretin işsiz güçsüz adamlarını oy karşılığı korucu yaparım… Of ulan of… - Hop hemşerim uyan geldik… - Ne sayıklayıp duruyorsun… - Ne alıp veremediğin var mübarekle(!) rüyana bile girmiş böyle… - Bak tren Davos’u bile geçti… - Uyan hemşerim uyan… - Yahu ne güzel rüyaydı ya… - Niye uyandırıyorsunuz be… - Memlekette hayali ihracat, ithalat yapmak serbestte, hayal kurmak mı yasak… |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.