13 Ağustos 2009 Perşembe

PKK AÇILIMINI YUTTURMAYA KALKMAYIN

Güzel şeyler olacak dediler, "artık Türkiyeliyiz" lafını ortaya attılar, şehitler kelle oldu, bölücü başı sayın, milleti birbirine düşürüp, hain planlarını hayata geçirmeye çalıştılar, kirli oyunlarda ve sinsi projelerde eşbaşkanlık yaptılar, bir açılım lafını ortaya attılar, adına ne derseniz deyin dediler, bu milletin arkasından vurdular�

İşte son günlerde adına açılım denen, gerçeği kamuoyundan gizlenen saçmalığın anatomisi böyle şekillendirildi. Yıllardır söyledik, gerçekleri elimizden geldiğince vurgulamaya çalıştık ama maalesef bugün geldiğimiz nokta bizleri sonu belirsiz ve karanlık günlere doğru götürmektedir.

Milletinin her bir ferdiyle kanla, irfanla kurulan devletimizde yaşayan vatandaşlarımız, birliğinden ve bütünlüğünden huzur ve güven duyup bağımsızlığını da bu temel üzerine atmışken, bugün gelinen noktada bizzat devletin kendi kurumları tarafından, "Türkiyelilik" gibi kavramlarla ötekileştirilmeye, başkalaştırılmaya ve hatta dilimiz varmıyor ama bölünmeye başlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesin eşit haklara sahip olduğu anayasa ile güvence altına alınmışken, bugün birileri bu ülkeyi kuran asıl topluluğu önce parçalayıp sonra da ötekileştirerek "imtiyaz" talep etmesi asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Çünkü bu ülkede Başbakan, Dış İşleri Bakanı, İç İşleri Bakanı, diğer bakanlıklar, yada meclis başkanı ve hatta Cumhurbaşkanı olan kime kökenin ne olduğu sorulmuş, her kim bunun için sorgulanmış yada yargılanmıştır?

Açılım tartışmaları ise tüm bu gerçekleri göz ardı ederek devam ederken, ortada bulunan trajik-komik durumlar maalesef toplumdan ısrarla gizlenmek istenmektedir. Bu gelişmeler yaşanırken ortaya birden bire 15 Ağustos'ta bölücü başının İmralı adasından, "açılımla" ilgili yol haritası ortaya koyacağı belirtildi ve bu habere gecikmeden yanıt veren Başbakan'da devletin böyle bir açılımı daha önceden başlattıklarını, İç İşleri Bakanlığı'nın konu ile ilgili olarak çalışmalarını yürüttüğünü kaydetti. İlerleyen zamanlarda ise yine bölücü başı "Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın dolaylıda olsa bu sürece katkıda bulunmasını kendisinden istediğini" belirtti!

Peki, nedir kamuoyuna yansıyan bu adına açılım denen, demokrasi altına gizlenmiş turuva atı? Doğu Anadolu'da yaşanan az gelişmişlik ve işsizlik sıkıntısı mı? Eğer böyleyse devlet zaten o bölgeyle, bu sorunla ilgili neredeyse yarım asrı bulan, Cumhuriyet tarihinin en önemli projelerini gerçekleştirdi ve gerçekten büyük yatırımlar yaptı. AB aracılığıyla alınan yardım yada alt yapı projelerinden elde edilen miktarların büyük bölümü de yine burası için harcandı ve hala da harcanmaya devam etmektedir.

Bunlar değilse acaba sorun eğitimle mi ilgili? Böyle olabileceğini de hiç sanmıyoruz çünkü bizzat devletin kendisi ve milyonlarca vatandaşın yardımı ile yine aynı bölgede eğitime büyük yatırımlar yapılmış, birçok okul inşa edilmiş, okur-yazarlık oranı artırılmıştır ve bu çalışmalarda yine devam etmektedir.

Peki, problem alt yapı ile ilgili olabilir mi? Eğer böyleyse AKP hükümeti yalancı çıkmıştır çünkü iki de bir durmadan kendi iktidarları döneminde, yolu, elektriği ve suyu olmayan köy veya herhangi bir yerleşim biriminin kalmadığı iddia edilmektedir.

Sağlık hizmetlerinden yana mı bir problem var desek? Yine aynı bölgede birçok askeri ve devlet hastanesi bulunmakta, yıl içerisinde birçok kez ücretsiz sağlık taraması yapılmakta, doktorlara o bölgede zorunlu hizmet görevi verilmektedir.

Bu konu ile ilgili hangi soruyu sorarsanız sorun her bir soruya verilecek cevap gayet açık ve nettir. Demokrasi hissiyatından yoksun olup, demokrasi adı altına sığınan bölücülerin, bunları kışkırtan dış mihrakların ve içerideki işbirlikçilerinin ve kirli projelerde görev alanların amacı, bu bölgeye elinden geldiğince yatırım yapıp, hizmet eden devletin bu gerçeklerini görmezden gelerek açık açık bölünmesini istemektir.

Bundan 7 yıl öncesine kadar bu ülkede alt kimlik-üst kimlik tartışmaları yaşanmamışken bugün gelinen noktada ise artık açılım yada gerçek adıyla "imtiyaz" konusu konuşulmaya başlanmıştır.

Adına açılım diyip, Kürt kardeşlerimizin adını bu kirli oyunlarla lekeleyenlerin varmak istedikleri asıl nokta git gide PKK açılımına dönüşmektedir. Bu süreçte vatandaşının ihtiyaç duyduğu her alanda yatırım yapan, onları bölücü terör örgütünden korumak ve huzuru sağlamak adına her mücadeleyi çekinmeden ortaya koyan, bu uğurda binlerce personelini şehit veren devletimiz, ne idüğü belirsiz olan çevrelerce sorgulanmakta ve suçlu bulunmaktadır. İstenilen asıl amaçsa PKK'nın taleplerine ulaşabilmektir.

Dağa çıkıp demokrasiye ve hukuk devletine ait olan bütün değer yargılarını çiğneyerek, ona karşı silahlı mücadeleye giren PKK için ortaya konulması gereken tek bir gerçek açılım vardır, oda hukuk devleti olmanın gerekliliklerini yerine getirip, teröristlerin kanun karşısına çıkarak hesap vermelerini sağlamaktır.

Eğer hakikaten samimi düşünülüyor ve bu milletin birlik-beraberliğinden yana taraf olunuyor ise, öyle açılım-maçılım tartışmalarına gerek yoktur! Bu milletin değer yargılarına, tarihine, kültürüne ve hayallerine saygılı olunup, demokratik hukuk devleti olmanın anayasa ile belirtilen şartlarını yerine getirmek, bunun için yeterlidir.

Yoksa gerçekte amacı PKK hizmet ediyor görüntüsü veren, PKK açılımını başka isimler altında kimse yutturmaya kalkmasın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.